Evet; bir 14 Şubat daha geldi çattı. 
Bu yıl maalesef Sevgililer gününü Pandemi kurallarına uygun ve kısıtlı bir şekilde kutlayacağız. 
Hediyeler, çiçekler ve sonra sosyal medya da fotoğraf paylaşımları…
 
Hayatımızın her anını paylaşmak için hevesli ve meraklı olan bizler; bu sevgililer gününde de iş başında olacağız. Ama aramızda gerçek sevginin sadece bu demek olmadığını bilenlerde muhakkak vardır. Hediye almadığı için kavga edenlerden, mesajımı okudu ama cevap vermedi diyenlerden olmayacağız bu sefer! 
 
Çünkü sevgi tek bir güne asla sığmaz ya da alınan hediye ile ölçülemez. Sadece koşuşturma içinde geçen hayatımıza bir hoşluk, mutluluk katacak olan güzel bir gün olarak kutlayacağız. 
Ben bunu bir kadın olarak cinsiyet ayrımı yapmadan yazıyorum. Sadece özel birkaç gün mü sevgimizi, sevdiğimizi hatırlamalıyız! Nefes aldığımız ve sevdiğimiz herkesle beraber yeni bir güne başlayabildiğimiz her an için şükretmeliyiz! Bunun yanında asıl değinmek istediğim; biz severken öyle sahipleniyoruz ki sanırım sevmekten öldürüyoruz. Neden bir ayarı olmuyor bu sevgimizin? 
Kadına yönelik şiddete değinmeden de geçmek istemiyorum. Çünkü neredeyse her gün basında bir kadına yönelik şiddet haberi yer alıyor.. Kadın cinayetlerinin sayısı kaçı buldu? Eşini öldüren ya da boşanmak istediği eşini, çocuğunun annesini çocuğuyla beraber katleden kaç caniyi gördük…
Ne oluyor bizlere bu şiddet, bu sevgisizlik, bu vicdansızlık nereden besleniyor? Ne zaman bu kadar acımasız ve merhametsiz olduk? Bir insanın hayatı bu kadar değersizleştirilmemeli!!!
Sadece şiddet kadına mı? Çocuklara karşı yapılan şiddet ve sokak hayvanlarına yapılan işkenceler, eziyetler aldı başını gidiyor. Çekin kirli ellerinizi masumlardan!
Bir anne, bir kadın, bir eş, bir iş kadını olarak kahroluyorum!
Canımızdan can olan, bakarken içimizin eridiği çocuklarımız varken, çocuk sahibi olmak için varını yoğunu tedavi için yatıran güzel yürekli insanlar varken, bu kişiler nasıl oluyor da yaradanın en özel, en güzel hediyelerinden biri olan canlara kıyabiliyor?
Sevgi yaşam kaynağımızdır. Sevginin anlamını ve önemini idrak etmeliyiz. Ama maalesef her geçen gün kültürümüzde değerini yitirmeye başladı. 
Daha iyi bir dünyada yaşamak istiyorsak gerçek sevgiye yeterince değer vermeliyiz, haklarımızı bilmeli ve sonuna kadar takipçisi olmalıyız. Yaşam denilen süreç ise göz açıp kapatana kadar geçiyor. 
Bizler; iş ve meslek hayatlarımızı konuşuyoruz, teknolojideki, ekonomideki, sağlıktaki vb. her alanda olanları araştırıp okuyup yazıyoruz. Ama insanlığımızı unuttuğumuz anda hiçbir şeyin değeri kalmıyor aslında! 
Tüm bunlardan önce bizim toplumumuzun en temel özelliği, yapı taşı AİLE kurumuna sahip çıkmalıyız. Şiddeti hayatın her alanından atmak için çalışmalıyız. Sadece fiziksel bir şiddet değil bu yaşantımızdan atmamız gereken; psikolojik yıpratmaları, hakaret içeren bir sözü bile artık istemiyoruz! 
Bu 14 Şubat için sadece göstermelik birer buket çiçek, bir hediye değil, ömürlük saygı, sevgi bekliyoruz! 
Sevginin dünyada egemen olduğu mutlu günler diliyorum…
 
EBRU EMRE