Bildiklerimizin yeterliliği her zaman sorgulanabilir ve sorgulanmalıdır. Bildiklerimizin “yanılma payı” zihinlerimizi diri tutmalıdır. Ülkemizin “ Fakir madenler bakımından zengini” olduğunu söyleyenlere hak verdiğimi bu gazete yıllardır yazarım.
Sorgulamaya açık bilgilerime göre bu ülkenin “küresel ölçekte etkili olabilecek madenleri” arasında boraks, trona, doğaltaş dışında bir dördüncü madenimiz var mı?
Son günlerde Eskişehir’ de varlığı çok eskilerde belirlenen, “ kıt ve kritik madenler” bağlamında küresel ölçekte gündeme düşen, büyük güçlerin strateji belirlemelerinin dip dalgasını oluşturan toryum gibi madenler üzerinde yurttaş bilinci hayati öneme sahip.
Karacaören’de bir gece
Toryum madeninin varlığını Can Aksin’in 1970’lı yılların ortalarında Eskişehir’de Karacaören köyünde insanları erken yaşta öldüğünü, MTA adına arama yapan bir mühendisten öğrendiğini anlatmasıyla öğrendim.
Şimdi Ayvalık’ta emeklilik günlerine yaşan Can Aksin’le bir akşam vakti Karacören’e gittik. Konuk olduğumuz muhtar altmışlı yaşlarının üstünde görünüyordu. Yaşını sorduğumuzda, yanlış anımsamıyorsam otuz altı olduğunu öğrenince şaşırmıştık.
Şimdi arşivlerini Odunpazarı Belediyesi Doğan Avcığlu Kitaplığı’na armağan ettiğimiz Sonolay gazetesinde söylediklerimi manşetten aktardım. Daha sonra Karacaören’ in suları analiz edildi. İnsan sağlığı için tehlikeli oranlarda florin bulunduğu saptandı. Köyün su sorunu uzaktaki bir kaynaktan getirilerek çözüldü.
Gazete haberine üniversite ve ilgili birimlerinin sahip çıkması sonunda köy halkının derdini çözüldü; o günlerden bugünlere yarım yüzyıl geçti. Toryumun varlığı konusunda arada sırada silik haberler medya aynalarına yansıdı.
Gündemi doğru yönetelim
İleri-teknoloji araç ve gereçlerinin gerektirdiği kıt madenler herkesin sorunu haline geldi.
Toryum konusunda “anlamlı tartışma” yapabilmemiz için hangi bilgilere ihtiyacımız var?
Gelin hakkında bilgi sahibi olmadığımız şeylerin ardına takılmayalım. Doğrudan ve dolaylı ilgili olanlara soralım:
1. MTA ve diğer sorumlu kurumların saptadığı toryumun görünür ve muhtemel rezervi ülkemiz genelinde ne kadardır?
2. Toryum rezervlerine “işletme sondajları” yapılarak, “saha tanımlanması” bilim ve tekniğin gerektirdiği gibi yapılmış mıdır?
3. Toryum cevheri işlenerek hangi “türevleri” üretilebilmektedir?
4. Toryum ve türevleri “ileri teknoloji alanında” hangi alanlarda kullanılmaktadır?
5. Toryum hangi üretim alanlarında “kritik girdi”, hangilerinde “standart girdi” oluşturmaktadır?
6. Alternatif madenler var mıdır, hangi ülkelerde bulunmaktadır.
7. Toryumun işlenmesi ve zenginleştirilmesi için “teknolojik bağımlılık” var mıdır?
8. Toryumun yer yüzüne çıkılmasında “açık işletme”, “galeri açma” ya da “ çözme madenciliği” yapılmasında hangi teknik en uygunudur?
9. Toryum endüstriyel kullanıma dönüştürülürken “atık ve kayıp oranı”, “çevre etkileşimi” gibi alanlarda hangi önlemler gereklidir?
10. Toryum ve benzeri kıt ve kritik madenlerle ilgili “işleme, dönüştürme ve değer katma” konusunda ülkemiz nerede durmaktadır?
Aşırı ve noksan değerlendirmeler kaynak israfı yaratır. Bu açıdan bakarak “aşırı ve noksan değerlendirme” yaparak “algı saptırmaları” tuzaklarına düşmemek için yeterli veri ve bilgi konusunda kamuoyu gerektiği gibi bilgilendirilmekte midir?
Başka yazılarda yöremizin boraks ve toryum gibi iki önemli yeraltı zenginliği konusunda “bilgi-odaklı sorgulama” yapabilmenin gerek ve yeter şartlarını tartışmak istiyorum. Duygusal değil, deneysel bilgiyle tartışmanın etkin sonuç verebileceğini düşünüyorum.