Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçtiğimiz gün yaptığı konuşmada, “hepimiz aynı gemide olduğumuza, ülkenin kazancından hep beraber faydalandığımıza göre yükü birlikte omuzlayacağız. Fedakarlığı sadece devletten beklemek gerçekçi değildir” demiş. Türkiye’nin en zengin %10’u tüm gelirin %55’ni, en yoksul %50’si ise tüm gelirin yalnızca %12’sini alıyormuş. Eğer bu iki kesim aynı gemidelerse büyük çoğunluk aşağıda kürek çekiyor, ufak bir azınlık ise güvertede güneşlenip demleniyor demektir. Bir ülkenin çalışanlarının en büyük kısmını asgari ücretliler oluşturuyorsa nasıl herkes aynı gemide olur? Dünyanın en okumuş motokurye filolarının olduğu bir ülkede herkes aynı gemide olabilir mi? Sağlık Bakanının hastaneler, Milli Eğitim Bakanının okullar, Turizm Bakanının oteller sahibi olduğu, Ticaret Bakanının kocasının şirketinden aldığı dezenfektanla bakanlığını dezenfekte ettiği için görevinden ayrılmak zorunda kaldığı, hakkını savunuyor diye işten atılan Migros depo işçisinin acımasızca polis arabasına konup, kelepçeli elleriyle göz yaşlarını silmesini yüzümüz kızararak izlediğimiz bir ülkede herkes aynı gemiye binebilir mi?..
Bizler “yârin yanağından gayri, her şeyde her yerde hep beraber” diyebilmek için aynı gemideyiz. Gemimizde İbrahim’i yakmak için en büyük ateşe odun atan güç düşkünü Nemrud’a yer yok, ama güç putlarını kıran İbrahim’i yakan ateşi söndürmek için su taşıyan o küçük karıncaya ayrılmış büyükçe bir kamara var! Bilinen öyküdür; o karıncaya ağzında minik bir su damlası taşıyarak ateşi söndürmek için koştururken merakla sorarlar “ağzında o damlayla nereye böyle?” diye. Karınca “İbrahim’i yakan ateşi söndürmek için götürüyorum bu damlayı” der. Onlar da “bir damlacık suyla mı söndüreceksin o koca ateşi?” diyerek alay edip gülerler. Karınca da “olsun, sönmese de tarafım belli olur” der. Sonuç olarak aynı gemide değil ters yönlere gitmekte olan iki ayrı gemideyiz. Biz Bandırma vapuruyla Samsun’a, siz İngilizlerin Malaya Zırhlısı ile Malta'ya. Biz kardeşliğe, özgürlüğe, eşitliğe, umuda, barışa, bilime, neşeye ve sevgiye yelken açıyoruz, siz bağnazlığa, baskıya, umutsuzluğa, adaletsizliğe, karanlığa, gericiliğe kürek çekiyorsunuz. Şimdi durup dururken bunca lafı niye ettik; hani oldu da birileri sorarsa kimlerin hangi gemide olduğunu, bilinsin istedik. Yani maksat gemilerimiz belli olsun…