Sosyal medyaya bakıyorum.

Eskişehirspor konuşuluyor.

Bir kısım, çoktan teslim olmuş.

"Düştük, bittik bu takımdan bir şey olmaz!" paylaşımları yapıyor.

Umutsuzluk hakim.

Bir diğer kesimin paylaşımları ise; takımla, yönetimle ve kenti yönetenlere yönelik eleştirilere rağmen daha olumlu ve umut dolu.

Bu arada kulübün yeniden ayağa kalkması için öneriler sunan, proje üreten ve ortak akıl üretmeye çalışan bir kesim var.

****

Önce, bir durum değerlendirmesi yapalım.

Eskişehirspor'un kısa dönemde ödenmeyecek bir borcu var. Kulübün transfer yasağı var. Bu borçlar yüzünden bu transfer yasakları bitmeyecek gibi görünüyor.

Geride bıraktığımız sezon borçlar yüzünden 15 puanımız silindi.

Yeni sezonda da bunlara hazır almak zorundayız.

****

Transfer yapamayacağımıza göre; en iyi yaptığımız işi yapacağız.

Altyapıya güvenip, altyapıdan yetişenleri sahaya sürüp tecrübe edinmelerini sağlamalıyız.

Tabanı geniş tutup, pramitin tepesine daha fazla yıldız futbolcu çıkmasını sağlamalı, bu yıldızların yetişmesinde ısrarcı olmalıyız.

****

Altyapının başında bu konuda deneyim sahibi bir Teknik Direktör var.

Serdal Hoca ile; altyapı organizasyonu daha da genişletilmeli.

Tüm; Eskişehir altyapı olmalı.

Bu gençleri menejerlerin kıskacından kurtarıp, vaadlerle zehirlenmesini engel olmalıyız.

****

Keşke daha önce; transfer yasaklarının kaldırılması konusunda bu kadar ısrarcı olmasaydık.

Belki; yine ikinci lige düşerdik ama; elimizde yetenekli gençlerden kurulu lig tecrübesi olan bir ekip olurdu.

Transfer yasağı kaldırmak adına borçları ikiye üçe katlamamış olurduk.

RENKLİ YUMURTALAR 

Çocukluk yıllarımızda Eskişehirspor maçlarında seyyar tezgahlarda haşlanmış renkli yumurtalar satarlardı.

O yumurtalarla yarışma yapılırdı.

Yumurtalar tokuşturulur, kazanan kırılan yumurtaları alırdı.

Şimdi yok ama 60'lı 70'li yıllarda yumurta tokuşturmak çok yaygındı.

O kadar ki; Eskişehirspor'un Teknik Direktörü Abdullah Gegiç de bu geleneğe uymuştu.

O yıllardan kalan fotoğrafta rahmetli Abdullah Gegiç, takım kaptanı İsmail Arca ile yumurta tokuşturuyor.

Rahmetli Masör Kazım da sırasını bekliyor.

O yıllar samimi yıllardı.

İnsanlar çok daha alçakgönüllüydü.