Haklısın; çok önemli bir kelime! Doğrudan yanasın anlamını taşır. Bu kelimeyi kullanabilen kişi çok şey kazanıyor ama nedense “haklısın” demeyi kimse onuruna yediremiyor. Böyle olunca da bu kelime sözlüklerimizde yer almıyor. Oysa bu kelime öyle güzel bir kelimedir ki herkesi mutlu eder. Tanrı kelamıdır, Hak. Tanrı’nın yani Hakkın tarafındasın anlamını içerir.

İşte size çok bilinen bir öykü: Nasreddin Hoca, kadılık yaparken bir gün bir ahbabı burnundan soluyarak gelmiş. Hasmı için söylemediğini bırakmamış. Sonra: “Hocam, Allah aşkına söyle, demiş, haklı değil miyim?” Hoca ne yapsın? “Haklısın,” demiş. Ahbabı sinirleri yatışmış olarak gitmiş. Onun hemen arkasından hasmı gelmiş. Bu defa da o başlamış atıp tutmaya, yok bana şöyle dedi, yok böyle yaptı demeye. O da Hoca’ya sormuş: “Haklı değil miyim?” Hoca: “Vallahi çok haklısın, demiş” adam da sakinleşerek gitmiş. Tüm bunlara tanık olan Hoca’nın karısı bu işe şaşırıp kalmış. “Senin kadılığın da bir garip Hoca Efendi. İkisine de sen haklısın dedin. Hiç öyle şey olur mu?” Dediğinde Nasreddin Hoca hanımının yüzüne bakıp: “Hatun, sen de haklısın!” Der

Ben de Nasreddin Hoca gibi tartışmanın bir sonuca ulaşmayacağını anladığım anda konuyu kapatmak için “Evet, böyle de düşünülebilir” Ya da “Evet, evet haklısın.” Diyerek tartıştığım kişiye; esasında sen haklı değilsin ama ben bu tartışmadan bir uzlaşma çıkmayacağını, kavgaya ramak kaldığını anladığım için bu tartışmayı uzatmamak için sana hak veriyorum derim... De anlayana! 

Empati yapmadığımız için, karşımızdaki insanın yerine kendimizi koyup da yaşanan o olaya onun gözünden bakamadığımız için her zaman kendimizi haklı görürüz. Evliliklerin çoğunun  sonlanmasında, boşanmalarda “Haklısın” sözünün kullanılmaması yatmaktadır. Siyasilerin de açık oturumlarda hiç bir zaman haklı olan tarafa, “Haklısın” dediğini duydunuz mu?  Diyemezler. Diyemedikleri için bu günleri yaşıyoruz