— Şimdi size bir soru sorucağım.
İki adam bir bacanın içine düşerler.
Biri kirli, öteki tertemiz çıkar.
Hangisi yıkanır?
— Bundan kolay ne var?
Kirlenen adam yıkanır, temiz kalan yıkanmaz.
— Tam tersi: Temiz kalan adam ötekinin kirlendiğini görür.
Kendisinin de kirlendiğini sanıp yıkanır.
Kirlenen adam ise karşısındakini temiz görür.
O’da kendisini temiz sanıp yıkanmaz.
— Bak işte, bu aklıma gelmedi.
Bir soru daha sorar mısınız? Dedim.
Aynı soruyu yeniden sormaz mı?
— İki adam bir bacanın içine düşerler.
Biri kirli, öteki temiz çıkar. Hangisi yıkanır?
Adam yanıtı bildiğinden emin cevap verir.
— Temiz kalan ötekinin kirlendiğini görür.
Kendisinin de kirlendiğini sanıp, yıkanır.
Kirlenen, ötekini temiz görür.
Kendisini de temiz sanıp yıkanmaz!
—Yine yanıldın! Temiz kalan adam aynaya bakar.
Temiz olduğunu görür, dolayısıyla yıkanmaz.
Kirlenen aynaya bakıp kirlendiğini görünce, gider yıkanır.
Adam haklı olarak itiraz eder:
— Ayna nereden çıktı? Bana ayna var demedin?
— Adam kızar. Seni uyarmam mı lazım?
Bu olayı anlamak için her olasılığı düşünmelisin.

— Özür diledim ve: İzin verin, bir kez daha şansımı deneyeyim.
Başka bir soru sorun dedim!
— Son kez soruyorum dedi: İki adam, bir bacadan içeri düşerler.
Biri temiz, öteki kirli çıkar. Hangisi gidip yıkanır?
Her olasılığı biliyorum deyip, bir solukta sıraladım.
— Hayır gene bilemedin! Şimdi söyle bana! Aynı bacadan içeri düşen iki adam! Birinin kirlenip, ötekinin temiz çıkması mümkün müdür?
Mümkün değildir. Olması da düşünülemez!
Düşünsenize, bir evi soymaya, hırsızlık yapmaya giden iki arkadaştan birisi dürüst olabilir mi? Cevabı siz verin....