Mesleğimiz gereği toplumun çeşitli kademelerindeki insanlarla irtibat halindeyiz. İş adamı, esnafı, eğitimcisi, kahvehane işletmecisi vs..
Biz de adettir.
Nasılsın iyi misin muhabbetinin ardından, işler nasıl? diye sorulur.
Bunu bundan 5-10 yıl önce sorduğunuzda sorunun muhatabı pek çok kişi, ‘şükür iyi’ diye cevap veriyordu.
***
Ama son yıllarda ‘şükür’ diyeni bulmak çok zor.
Yok denecek kadar az.
Herkesin işi kötü.
Herkes sıkıntıda.
Herkes ekonomiden şikayetçi..
***
İktidar ekonominin düzeleceğini iddia ediyor.
Mart-Nisan gibi bir rahatlama olacağı söylenmişti.
Hazine ve Maliye Bakanı ise Haziran 2023’ü işaret etti.
***
Dövizde bir düşüş yaşandı, ancak sonra yeniden yükseldi.
Hala da yüksek seviyelerde.
Doların düşüşü ile birlikte marketteki fiyatların düşeceği beklentisi oluşmuştu, sadece beklentide kaldı.
Marketler cep yakıyor.
***
Akaryakıt fiyatları aynı şekilde.
İnsanlar artık kontakları çevirmeye korkar oldu.
Tüm bu olumsuzluklar ekonomideki karamsar tablonun göstergeleri.
***
Bunca şeye rağmen ekonomi düzelecek demek pek de inandırıcı gelmiyor.
Tabi ki ekonomist değiliz.
Ama, görünen o ki, ekonominin pek düzeleceği yok.
***
Eğer ekonomi bu şekilde giderse, olası bir erken seçim gündeme gelebilir.
İktidar ne kadar seçimler zamanında olacak dese de, ekonomideki tablonun daha da kötüleşeceğini görürse seçime gitmek zorunda kalabilir…
***
Temennimiz ekonominin düzelmesi.
Kimse ekonomi daha da kötüleşsin, seçim olsun bu iktidar gitsin mantığıyla düşünmemeli.
Hepimiz aynı gemideyiz sonuçta..
***
Daha da kötüleşen bir ekonomiyi yeni gelecek bir iktidarın toparlaması da oldukça zor olacaktır.
Ama bu ekonomiyle de bu gemi pek yürüyecek gibi gözükmüyor.
O yüzden ne gerekiyorsa bir an önce olmalı.
Vatandaşın canı daha fazla yanmamalı.
***
Öte yandan, muhalefetin ‘ekonomi şöyle kötü böyle kötü’ demesinden ziyade;
anlaşılır şekilde ve kimlerle düzelteceğini kamuoyuna açık açık anlatması lazım.
Sadece kötü demekle vatandaşın güvenini kazanmak kolay değil.
Ortaya net ve anlaşılır bir çözüm önerisi koymak şart…