CHP'de bundan önce yapılan tüm kongre süreçleri, belediye başkanlarının başını çektiği tarafların arasında yaşandı...
***
Odunpazarı belediye başkanı Kazım Kurt ile Tepebaşı belediye başkanı Ahmet Ataç'ın çıkarttığı adayların yarışına sahne oldu yapılan tüm kongreler.
Büyükşehir belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen ise bazı kongrelerde Kazım Kurt'un, bazı kongrelerde de Ahmet Ataç'ın adayından yana tavır koydu.
***
Hal böyle olunca, CHP kongrelerinde bazen Ahmet Ataç'ın, bazen de Kazım Kurt'un çıkarttığı adaylar kazandı...
O yüzden her CHP kongresinde, desteklediği adayın kazanmasıyla “kongreyi kazanan”, desteklediği adayın kaybetmesiyle de “kongreyi kaybeden” bir belediye başkanı mutlaka oldu.
***
CHP'nin önümüzdeki süreçte yapılacak olan kongrelerde böyle bir şey olmayacak
Çünkü CHP'de bu anlamda bir ilk yaşanacak.
Zira...
Bu kongrelerde üç belediye başkanı, yani Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı belediye başkanları mevcut ilçe başkanları ile il başkanı Talat Yalaz'ı destekleme kararı alarak aynı tarafta yer aldı...
Dolayısıyla...
CHP'nin bu kongresinde bu defa, belediye başkanlarından biri kongreleri kazanırken, diğeri kaybetmeyecek...
Kongrelerde yapılacak seçim sonuçlarına göre bu kez, ya üçü de kazanacak, ya da üçü de kaybedecek...
VAHŞİ MADENCİLİKTE LEVEL ATLANIYOR...
-Çanakkale'den çıkartılan altın madeni cevherinin Eskişehir'deki kaymaz maden sahasına getirilmesine onay verilmiş.
-Her ne kadar ÇET raporunda rakam belirtilmese de ortalama 150-200 kamyon cevher Çanakkale'den yüklenerek Kaymaz'a getirilecek.
-Her gün kamyonlarla taşınacak olan cevher Kaymaz'da siyanür ile işlendikten sonra içindeki altın çıkartılacak, zehirli ağır metal içerikli kalan kısmı ise Kaymaz'da biriktirilecek.
-Çanakkale'den çıkartılan cevher her gün yüzlerce kamyonla Kaymaz'a getirilirken, söz konusu cevher dolu kamyonlar sırasıyla Balıkesir, Bursa ve Bilecik illerinden geçecek ve bu illerin güzergahları boyunca tehlike oluşturacak.
***
Sonhaber Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ayşegül Hümmet'in, gazetesinin manşetine “Taşıma cevherle zehirleneceğiz” başlığıyla yaptığı haberden öğrendik meseleyi...
Görünen o ki vahşi madencilikte adeta level atlanılmış.
Baksanıza:
Artık vahşi madencilik sadece sahasının bulunduğu alanı mahvetmekle kalmıyor...
Çıkartıldığı şehrin 400 kilometre uzağındaki bir başka sahayı da kamyonlarla taşınmak suretiyle mahvedebiliyor.
Taşıma güzergahında bulunan şehirlere vereceği zarar da cabası...
BU GİDİŞLE ÇÖKÜŞE BİLE ŞAŞIRMAYACAĞIZ...
-Dayanışmanın yok olması.
-Üretimin zayıflaması.
-Tüketim çılgınlığı.
-Vergilerin artması.
-Liyakatin dikkate alınmaması
-Adaletsizliğin yaygınlaşması.
-Umutların kırılması.
-Göçün hızlanması.
-İblisane bir gurur ve kibir.
-Gösteriş, riyakarlık ve yalakalık.
-En kötüsü de: Her şey normalmiş gibi, bütün bunları görmezden gelen ve kabullenen bir topluğun olması.
***
700 yüzyıl önce yaşamış olan İbni Haldun, bir toplumun çöküş nedenlerini yukarıdaki şekliyle sıralamış.
Sonrasında da; “İşte devletler bu şekilde çöker” demiş…
***
Maşallah ülke olarak, İbni Haldun'un yukarıda sıraladığı her şeyin adeta hiçbirini atlamamışız…
Tek tek yerine getirmişiz...
Bunlar yetmiyor gibi bir de üzerine eklemişiz...
Neleri ekmemişiz:
İhmalleri, sahtekarlıkları, dolandırıcılıkları, hırsızlıkları ilave etmişiz.
Bunun sonunda da “Bu kadar da olmaz dediğimiz” her şeyi yaşaya yaşaya artık “Şaşırıma” duygumuzu yitirmişiz.
***
Tüm bunlardan sonra sıra haliyle çöküşe gelmiş durumda…
Artık o kadar kanıksadık ki olağanüstü olayları sindirip, hiçbir şey olmamış gibi davranmaya...
Çöküş olduğunda buna bile şaşırmayacağız...