İki harfli bir kelime; çok kısa ama içinde inanılmaz acılar saklı. Sevmem avı, avcıları, bu acımasız katliama “spor” diyenleri.
     Nasıl seveyim? Ben avı, avlanmayı aynen şöyle görürüm: huzur içinde, evimde bir akşam saati oturmuş, aile bireyleriyle sohbet ederken, içeriye gizlice birileri süzülür, ellerinde silah, çeker vururlar anamı, babamı, kardeşlerimi, kanlar içinde yere sererler, can havliyle kaçarım ama arkamı dönüp baktığımda, o silahlı insanların, aile bireylerimi ayaklarından sürüyerek çekip götürdüklerine şahit olurum.
     Hiçbir farkı yok bence, silahlı insanların yaban hayatı alanlarına dalıp, savunmasız canları vurmalarının yukarıda anlattıklarımla. Bunun nesi spor allah aşkına. Avcılarla ilgili hikayeler çoktur; avlanmaya gidenler içinde arkadaşını, yakınını vuranlar, yanlışlıkla kendini yaralayanlar. 
     Ülkemizde bu yıl da av sezonu açıldı her sene olduğu gibi. Yasaklı hayvanların listeleri yayınlandı ilgili bakanlıkça, onlar şimdilik kurtuldu gibi. Ama sıklıkla yine basına, görsel medyaya haberler gelir; nesli tükenmekte olan işte şu hayvan ölü bulundu, kaçak avcılar tarafından avlandı filan diye. Lafın özü: “AV” temelli olarak devlet organlarınca toptan yasaklanmadan yaban canlarının canları hep tehlikede.
      Av için mazeret çok; “nesillerini güvence altına alıyoruz”a kadar gider bu bahaneler. Efendim, yaşlı olanları avlayıp gençlerin önü açılıyormuş. İyi valla, o halde bırakın 65 yaş üstü insanları pandemide gezsinler, tozsunlar, kalabalıklar içine girsinler. İşte size insan neslini genç, aktif tutmanın yolu, av mantığından gidilirse öyle değil mi?
     Neyse efendim, bu yazıyı neden kaleme aldım, neden bu kadar öfkeliyim, tepkiliyim açıklayayım, geçtiğimiz hafta bizlere ulaşan şu haber yüzünden:       
     “Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından kırmızı listeye alınan, Anadolu´da nesli tükendiği düşünülen, en son 1912 yılında Kars’ta, 2013 yılında da Konya’nın Karapınar ilçesi yakınlarında rastlanılan yakalı toy kuşu, 20 Ekim günü Akçaabat’ta bitkin halde bulundu. Yakalı toy kuşu, kedilere yem olmaktan kurtarılarak kuş gözlemcileri aracılığıyla Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Kazakistan’da üretilip sırtında takip cihazıyla doğaya salındığı tespit edilen göç yorgunu kuş, tedavi edildikten sonra 14 gün önce Gümüşhane’de yeniden doğaya salındı.
      Uydu ve radyo frekanslarıyla takip edilen kuşun 4 gün boyunca 600 kilometre uzaklıkta sabit bir noktadan sinyal göndermesi üzerine harekete geçildi. Trabzon’da kuşun bakımını üstlenen doğa fotoğrafçısı Hakan Kahraman, sinyali takip ederek yakalı toy kuşunu Yozgat’ın Sorgun ilçesinde av tüfeğiyle vurulmuş halde ölü olarak buldu.”*
     Yazık değil mi bu cana? Ve bunun gibi daha pek çoklarına, rahat bırakın yaban hayatını kendi haline, rahat!
*Not: Bu haberle ilgili olarak, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün konuyla ilgili inceleme başlattığı ve söz konusu paylaşımı yapan kuş gözlemcisine ulaşmaya çalıştığı öğrenildi.