AK Parti'de aday belirleme için yıllardır kullanılan bir yöntem var.
İsmi: Temayül Yoklaması...

***

Örneğin, seçim zamanı milletvekili ya da belediye başkan aday adayları çıkar ortaya.
Genel Merkez, “Şehrinizde hangi isimleri aday olarak görmek istersiniz?” diye temayül yoklaması yapar.

***

Aday adayları bir liste hâlinde sıralanır. Teşkilat mensupları bu isimler arasından aday görmek istediklerini işaretleyip sandığa atar.
Sandığa atılan oylar, genel merkez görevlisi tarafından bir torbaya konulur ve Ankara’ya götürülür.

***

Teşkilat, sandıktan hangi isimlerin çıktığını bilmez.
Sonra partinin milletvekili ya da belediye başkan adayları açıklanır.
Açıklanan aday listesinde, temayül yoklamasındaki isimlerin hiçbiri olmaz.
Listenin üst sıralarında dışarıdan gelenler, alt sıralarında ise Kadın ve Gençlik Kolları başkanları falan bulunur.

***

Dahası…
Teşkilatın belirlemediği bu isimler için aynı teşkilata, “Seçimde bu isimlerin kazanması için çalışacaksınız.” denir.

***

Aynı şekilde, AK Parti’de belediye meclis üyeleri de benzeri bir yöntemle belirlenir.
Aday adayı olmuş isimler konur liste başına.
Altlara yine kol başkanları dizilir.

***

Kısacası…
AK Parti teşkilatı milletvekili adaylarını belirleyemez.
Belediye başkan adayları ile belediye meclis üyesi adaylarını da belirleyemez.
Temayül yoklamasında istediği aday adayına oy verir ama verdiği oy dikkate dahi alınmaz.

***

Sonuç olarak...
AK Parti’de teşkilatların, amiyane tabirle kedi kadar yolu yoktur.

***

Bakın, önceki gün istifaları alınan iki ilçe başkanının, yani Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe başkanlarının yerine atanacak yeni isimlerin belirlenmesi için genel merkez gözetiminde bir temayül yoklaması yapılmış.
Kadın ve Gençlik Kolları il ve mahalle başkanları oy kullanmış.

***

Temayül yoklamasında en çok oyu hangi isimlerin aldığı her zaman olduğu gibi bilinmiyor.
Zira, genel merkez yöneticisi kullanılan oyları bir torbaya koyup Ankara’ya götürmüş.

***

Şimdi, önümüzdeki birkaç gün içinde üçer kişi Ankara’ya mülakat için çağrılacak.
Çağrılan isimlerin temayül yoklamasında ne kadar oy aldığı bilinmediği için, belki de ilçe başkanlıklarına atanacak isimler mülakata çağrılanların dışında, temayülde ismi dahi olmayan kişiler olacak.

***

Başkan olarak atanacak bu isimler muhtemelen, ya milletvekillerinin ya da il başkanının (artık hangisinin ağırlığı genel merkezde daha fazlaysa) istediği isimlerden oluşacak.

***

AK Partililer böylece bir kez daha temayül ile avutulup, mülakatla kandırılmış olacak.

SON DERECE GEREKSİZ, YERSİZ VE ANLAMSIZ BİR DİYALOG İŞTE!

Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce belli ki davet edilmiş, o da nezaket gösterip İYİ Parti İl Kongresi’ne gitmiş.

***

İYİ Parti Genel Başkanı kürsüde konuşurken bir ara:
“Sayın belediye başkanı buradayken palanın öbür tarafını da kullanamayacağım.”
diyerek CHP’ye yüklenmeyeceğini söylemiş...

***

Tam o sırada Ünlüce:
“Genel Başkanım, biz müsaadenizi isteyelim. Siz de rahat rahat konuşun.”
diyerek, beraberindekilerle birlikte yerinden kalkıp kürsüde konuşan genel başkanın elini sıkıp salondan ayrılmış.

***

Ünlüce salondan ayrılırken kürsüye dönen Dervişoğlu:
“Ben sizin zaman darlığınızı bildiğim için kürsüye çıkmadan önce de söyledim.
Hayır, Cumhuriyet Halk Partisi’ne bugün laf etmeyeceğim.
Sayın Belediye Başkanımızla yaşadığımız diyaloğu, Sayın Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’le paylaşacağım.”
demiş...

***

Vay efendim, Musavat Dervişoğlu konuşurken CHP’li Ayşe Ünlüce salonu terk etmişmiş,
Dervişoğlu CHP’li başkana şok yaşatmışmış falan...

***

Neresinden bakarsanız bakın, yaşananlar ve sonrasında söylenenler;
resmen son derece gereksiz, son derece yersiz, son derece anlamsız bir diyalog üzerinde kurgulanan,
son derece lüzumsuz senaryolardan ibaret!

HERKES HERKESE GÖRE HAİNSE!

Bir süredir herkes birbirini hainlikle suçlamayı adeta moda hâline getirdi ya…
Ülkede neredeyse hainlikle suçlanmayan kimse kalmadı.

***

Kelimenin bu denli fazla ve herkese karşı kullanılır hâle getirilmesi, “hain” kelimesinin de aleni kullanılan kelimeler arasına girmesine neden oldu.
Hâlbuki “hain” kelimesi, ihanet içinde olanlara karşı kullanılan son derece ağır bir tanımlamayı içeriyor.

***

Dün bir yerde “Hain kime denir?” başlıklı şu yazıya rastladık:

  • Emaneti ehline vermeyen haindir!
  • Devleti ve milletini satan haindir!
  • İşini doğru yapmayan haindir!
  • Kamu malını çalan haindir!
  • Ayrımcılık yapan haindir!
  • Nefret körükleyen haindir!
  • Rant kaygısı olan haindir!
  • Rüşvet alan haindir!
  • Vatanı, işlediği suça kalkan yapan haindir!
  • Herkese “hain” diyen haindir!

***

Siz siz olun, yukarıda sıralananları yapanların dışındaki insanları hainlikle falan suçlamayın.
Hain tanımını hak edenlerin bari suçu hafiflemesin!