Balıkesir merkezli önceki gün yaşanan depremin hemen ardından bir açıklama yapmış AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak...
***
Deprem gerçeğinin kendini bir kez daha hatırlattığını ve hatırlatmaya devam edeceğini söylemiş önce...
Ardından da...
Şehrimizdeki yerel yönetimlerin 26 yıldır hala uykuda olduğunu hatırlatarak, bu konuda derhal sorumluluk ve aksiyon alması gerektiğini, göstermelik işlerle Eskişehir'in bir dakikasının bile olmadığını ifade etmiş...
***
Balıkesir merkezli deprem sonrası AK Parti il başkanının aklına belediyelerin depreme karşı yeterli çalışma yapmaması aklına gelmiş...
Doğrudur...
Uyarısında da haklıdır.
***
Ancak...
Balıkesir merkezli deprem sonrası bizim aklımıza Eskişehir'in en riskli binası olan ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastane binası geldi...
Hani şu tedavi gören hastalardan hasta yakınlarına, çalışan sağlık personelinden akademisyenlere kadar her gün içinde 5-6 bin kişinin olduğu, “Yıkılsın mı yoksa güçlendirilsin mi?” tartışmaları sonrasında güçlendirilmesine karar verilen ancak, güçlendirme için gereken paranın onda biri oranında ödenek ayrılan, bu ödenek miktarı ile güçlendirilmesi en az 10 yılı bulacak olan Tıp Fakültesi hastane binası geldi...
***
AK Parti İl Başkanı keşke belediyelerin depreme karşı sorumluluk ve aksiyon almalarını söylerken “Biz de hükümet olarak aynı sorumluluk ve aksiyonu almalıyız. Göstermelik işlerle Eskişehir'in bir dakikası bile yok” diyebilseydi...
***
Ne diyelim?
Kendi sorumluluğunu unutup, başkasının sorumluluğunun üzerinde tepinmek ne kadar kolay değil mi?
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
----------------------------------------------
PARTİLERİN TEŞKİLATLARI, ÖRGÜTLERİ...
Gerek seçim stratejileri belirleme, gerekse etkili seçim çalışmaları yapma konusunda uzmanlaşmış bir PR şirketinin sahibi ile sohbet etme imkanımız olmuştu bundan bir süre önce…
Bir partiyi ya da bir adayı seçimlere nasıl hazırladığını öğrenmek isteyip “Nasıl bir seçim çalışması yöntemi kullanıyorsunuz?” diye sormuştuk.
***
Şehrin demografik yapısından seçmen profiline, adayın ve partinin o şehirdeki bazı özelliklerine kadar pek çok kriter sıralamıştı önce…
Ardından da…
Bu kriterler çerçevesinde gerçekleştirdikleri seçim çalışma yöntemleri hakkında yüzeysel bilgiler vermişti.
***
Bunları anlatırken, parti teşkilatlarına yönelik söylediği bir konu dikkat çektiği bir hususa bir hayli şaşırmıştık.
Zira…
PR şirketinin sahibi bize örgüt ve teşkilatlarla ilgili olarak “Biz partinin ya da adayın seçim kampanyalarını üstlendiğimizde önce şehre gider, gerekli bilgileri toparlar, buna göre de ne şekilde seçim çalışması yürüteceğimizin bir programını yaparız. Bu programı yaparken dikkat ettiğimiz ilk husus, partinin o şehirde bulunan örgüt ya da teşkilatlarını hem adaydan hem de asıl seçim çalışmamızdan uzak tutmak olur. Önce, partinin teşkilatlarına ve kollarına, şehrin en uç noktalarında görev veririz ki, gözlerden uzak olsunlar. Onlar orada seçim çalışması yaptıklarını düşünürken, biz ise asıl programımız çerçevesinde parti ve adaya yönelik ürettiğimiz seçim çalışmalarını gerçekleştiririz. Çünkü parti teşkilatları hazırladığımız programın içinde ya da adayın çevresinde ne kadar az görünürse, yaptığımız çalışmanın o denli başarılı olma, tam tersi halinde ise başarısız olma ihtimali bir hayli yüksek olur. ” demişti…
***
Bu anlattığına hiçbir anlam verememiş, “Nasıl yani? Parti teşkilatları olmadan seçim çalışması mı olur?” diye hayretle sormuştuk…
Öyle ya…
Partiyi parti yapanın, yönetimleriyle, kadın ve Gençlik kollarıyla, delege, mahalle temsilcisi ve üyesiyle birlikte teşkilatlar olduğunu biliyorduk…
Dahası…
Geçmişte pek çok seçim öncesi çalışmaya şahit olmuştuk.
Yarım ekmek içi köfteye bütün şehri bayraklarla donatanları…
Dağa taşa partinin ve genel başkanlarının isimlerini yazanları…
“partim iktidar olsun” düşüncesinden gayrı hiçbir beklentisi olmayanları…
Sahip olduğu maddi varlığı parti uğruna tüketip iflas eden yöneticileri…
Aldığı maaşın yarısını partinin çay-kahve ve diğer ihtiyaçları için partiye veren milletvekillerini…
Bütün gün komşularını partiye üye yapmak için kapı kapı gezen mahalle temsilcilerini bizzat görmüştük…
Tüm bu gördüklerimiz, parti teşkilatlarının ne denli önemli olduğunun kanıtıydı bize göre…
***
Şirket yöneticisi tüm bu söylediklerimizi dinledikten sonra önce gülümsedi.
Ardından da “O eskidendi. Şimdi her şey değişti” demişti…
Değişenin ne olduğunu sorduğumuzda ise şunları söylemişti;
-“Senin anlattığın yıllarda partileri o söylediğin teşkilatlar ayakta tutuyordu. Bu gün ise her şey değişti. Bu gün partileri o teşkilatlar batırıyor. çünkü sözünü ettiğin yıllarda parti teşkilatlarının partiden beklentisi yoktu. Şimdi ise teşkilatlar, devletten ya da belediyelerden avanta kapmanın en uygun yerleri haline geldi. öyle bir durum ortaya çıktı ki, seçim çalışmasında teşkilatlar ve mensupları ne kadar orta yerde görünürse, partiye ve adayına o denli zarar vermeye başladı. İşte buz bu yüzden seçim çalışmalarında onları uzak tutmaya çalışıyoruz. Yüzlerine “siz ortadan kaybolun” dememek için de, ortada görülmeyecek yerlerde görevlendirip, onların da seçim çalışmalarına katıldıklarını zannetmesini istiyoruz”
***
Ne yalan söyleyelim, bu konuşmayı yaptıktan sonra yine de aklımız yatmamıştı söylediklerine…
-“Teşkilat, örgüt olmadan seçim çalışması mı olur? Teşkilatsız, örgütsüz parti mi olur?” diye bir şüphe içine sık sık düşüyorduk.
Fakat…
Şu sıralar duyduklarımız aklımız gerçekten yatmaya başladı…
Şu sıralar bakıp izliyoruz da partilerde olup bitenleri…
Meğer adam çok da yanlış bir tespitte bulunmuyormuş sanki...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
GERÇEKTEN BU KADAR DA OLMAZ AMA...
Kaymaz'da bulunan maden sahasına 3'ncü atık depolama tesisinin yapılmasına tepki gösterilirken...
Çanakkale'den çıkartılan maden cevherinin her gün 150-200 kamyonla Kaymaz'a taşınması uygulamasına karşı çıkılırken...
Bu durumun Kaymaz'ı maden çöplüğü haline getireceği endişesi dile getirilip, bunun olmaması için mücadele verilirken...
Belediye'nin bir vidanjörü, içinde bulunan atık suyu götürüp, Kaymaz mahallesindeki boş alana döküyor iyi mi?
Bunu gören Çevre Müdürlüğü basıyor cezayı...
AK Parti İl Başkanı, ayağına gollük bir pas gelmiş, kaçırır mı?
Yavuz hırsız misali “Hani biz çevre düşmanıydık? Bu yaptığınız ne şimdi?” diye atıyor golü...
Eskişehir ile ilgili meselelere en uzak olan AK Parti milletvekili Fatih Dönmez bile olaya dahil olup, haklı olarak “Soruyorum bu “çevreci” geçinen derneklere, vakıflara: Sizin çevreciliğiniz, ülkenin madenleri çıkarılınca mı depreşiyor?” diye çakıyor gözün üstüne...
***
Hep söylüyoruz “CHP'li belediyeler kırmızı ışıkta bile geçmemeli” diye...
Ne desek nafile...
Mütemadiyen yapıyorlar işte...
Haksız olanları haklı çıkartma kozunu vermede üzerlerine yok!
Haksızlığa karşı mücadele verenleri boşa çıkartmada da...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,