Times Higher Education (THE) 2023 yılının en iyi üniversitelerini açıklamıştır. İlk 500'ün içerisinde Türkiye'den sadece 3 üniversite yer almıştır. İlk 1000'de ise 13 üniversite vardır.  Oxford,  son 7 yıldır Avrupa'nın ve dünyanın en iyi üniversitesidir. 1799 kurumun sıralandığı listede 61 üniversite ile temsil edilen Türkiye’nin en başarılı üniversiteleri 401-500 bandındaki Çankaya, Koç ve Sabancı Üniversiteleridir. Böylece Türkiye ilk 500’de 3 üniversite ile temsil edilmiştir. 
Son yıllarda Türk üniversitelerinin dünya sıralamalarında gerilemesinin nedenleri arasında çok sayıda faktör vardır. THE dünya üniversite sıralaması; 15.5 milyon araştırma yayını ve bu yayınlara yapılan 121 milyon alıntının analizine,  yıllık akademik itibar anketine verilen 40 binden fazla  cevaba ve yüz binlerce ek veriye dayanır. Üniversiteler, 13 ayrı performans kriteriyle ölçülmüştür.  Bu üniversitelerin hiçbirinde   profesör  atamalarında aşağıda yer alan 9  kriter bulunmamaktadır.  
Uluslararası değerlendirmelerdeki göstergeler, “Delfi Sistemi” kullanılarak ağırlıklandırılır. Buna göre “makale sayısı” yüzde 21, “atıf sayısı”  yüzde 21’dir. Bu durumu bilen eski YÖK Başkanı sayın Prof. Dr. Yekta Saraç “Üniversitelerimizde liyakati önceleyeceğiz.” demiştir ama Ankara’daki  bir vakıf üniversitesi   liyakat yerine  yukarıda yer kriterleri” esas almıştır.  
Bu kadar büyük farka rağmen  yayınlarına çok fazla atıf alan aday  atanmıyorsa,  bilinmelidir ki bunun arkasında bir “başka tercih” vardır.  Söz konusu vakıf üniversitesi  bu durumda dünya sıralamalarına giremez, Türkiye sıralamalarında da  üst sıralarda yer alamaz.  Söz konusu üniversite URAP sıralamasında da altlardadır.  Bu tip atamalarla Türkiye’nin Kalkınma Planı hedefleri ulaşılması mümkün değildir: “Dünya akademik başarı sıralamaları 2023 itibariyle Türkiye’den en az 2 üniversitenin ilk 100’e ve en az 5 üniversitenin de ilk 500’e girmesi sağlanacak.”  
Eski bir DPT mensubu  olarak 2020’li yıllarda böyle kriterler ile profesör ataması yapıldığını rüyamda görsem inanmazdım. Bu durumda  Kalkınma Planı hedeflerine ulaşılması bir  hayaldir. Sebebi, aşağıda yer alan gazete küpüründedir: “Torpilsiz, liyakate dayalı  bilim olmadıkça Türkiye asla ilerleyemez.!” 
Eski YÖK Başkanının  aşağıdaki “liyakat” çıkışının  “suya yazılan yazı” olmaması için, profesör atamalarında yukarıda yer alan bilim dışı 9 kriter  ile atama yapılmamalı, bu konuda YÖK  gereğini yapmalıdır. Çünkü  Türkiye’de ve dünyada hiçbir saygın üniversitede söz konusu bilim dışı ve gülünç kriterler ile profesör ataması yapılmaz: “Torpilsiz liyalata dayalı bilim olmadıkça Türkiye asla ilerleyemez.”