Bir ülke düşünün 80 milyon'a yaklaşan bir nüfusu var.

Üstelik Avrupa'ya göre çok genç bir nüfusa sahip, ama yıldız sporcu yetiştiremiyor.

Olimpiyatlara gönderdiği milli takımdaki sporcuların yarısı 'ithal' yani devşirme.

Buna rağmen, olimpiyatlarda alınan sonuçlar ortada.

Ülkemizde durum bu.

****

Bizde spor dallarında temel eğitimi ile temel teknik eğitim karıştırılıyor.

Okullarda ve Spor Bakanlığına bağlı kurumlarda çocukların temel eğitim çok küçük yaşlarda başlatılmalı.

Futbol için en ideal temel eğitim yaşı 6 ile 8, Yüzme, Jimnastik, Atletizm dallarında 3 ile 6, Basketbol ve Hentbol gibi salon sporlarında 4-6.

Ne yazık ki; ülkemizde çocuklar bu yaşlarda temel spor eğitimi alma olanaklarından yoksun.

Çocuklar ancak, 9-10 yaşlarından sonra sporla tanışıyor.

Bu sayı da ne yazık ki; alt yapı, tesis, antrenör ve kulüp sayısı yetersizliği yüzünden çok düşük kalıyor.

****

İlkokulların bir çoğunun spor salonu yok.

Spor dalları ile ilgili antrenörler yok.

Orta öğretimde de durum çok farklı değil.

Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur.” deniliyor ama, okullarından hiçbir sportif aktiviteye katılmadan diploma alan öğrenciler var.

****

Kısacası; ülkemizde eğitimde özellikle sporcu eğitiminde temelden bir değişim şart görünüyor.

Spora başlama yaşı Avrupa ülkelerinde ki gibi, daha aşağı yaşlara çekilmeli.

Zorunlu eğitim süresince spor eğitimi de zorunlu olmalı.

****************************************

GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ

Okurumuz Mehmet Ömürlü, gürültü kirliliği konusunda şikayetini yazmış.

Gürültü kirliliği araçların klakson korna sesi ve egzoz abart sesleri gittikçe artan ve bu soruna çözüm bulmayan idarecilere sesleniyoruz bazen öyle biran geliyor ki ne derseniz ne yapsanız boş.” diyor.

Bu konuda yapılan çalışmaların yetersiz ve caydırıcı olmaktan uzak olduğunu belirten Ömürlü;

Kornaya o kadar çok basıyoruz ki çevremizdekiler rahatsız olacağını hiç düşünmüyoruz. Tek istediğimiz kendi işimiz. Özellikle kırmızı ışıkta beklerken eğer önde iseniz arkanızdaki sürücüler yeşil yanar yanmaz gaza basmanızı ister.

Sabır yok, saygı yok.

Çalıştığım yer şehrin merkezinde istiklal Mahallesi'nde bir sokakda esnaflık yapıyorum bir araç durdu mu arkadakiler sanki ölmüşcesine acı acı korna basıyor. Uzun süre bu gürültüye maruz kalınca ciddi sağlık sorunları yaşıyorsunuz. Hiç kimsenin psikoljimizi bozmaya hakkı yok.”

Okurumuz haklı.

Bu konuda bir şeyler yapılmalı.

Pek çok kentte kampanyalar başlatıldı.

Korna çalma, huzurumu çalma!” diye.

Umarım böylelikle Eskişehir'de de huzur sağlanır.