Ben öyle diyorum pek çok kişi gibi;
-15 Temmuz felaketi!..
Aynı zamanda bir “umudu” da seslendirdim pek çok kişi gibi;
-Ülkemiz için bir milat olsun, tam demokrasiye geçiş için!..
O nedenle olsa gerek, biraz “panayır havasında geçse de, “demokrasi nöbetleri” beklediğim “milat” adına daha bir umutlandırdı beni. Sonrasında görüp-yaşadıklarımız mı?
Onlara rağmen umuda sıkı, sıkıya sarılıp koruyanlardanım.
-Başkaca bir çıkış bulamadığımdan!..
O nedenle aklım, mantığım, birikimim ve de ömrüm yettiğince bekleyeceğim.
-Çok bekletmezler umarım!..
İhanetin ana gövdesi…
Aradan geçen 50 gün oluyor. Acabalarla , bilinmezle ve büyük kuşkularla başlamıştı. Çok geçmeden (birkaç güm) fail kesinleşti;
-FETÖ’ca ihanet şebekesi!..
Şükür, 300 kadar sivil şehitle atlatılmıştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası bu kez de kurtarılmıştı.
Peki, bundan sonrası ne olacaktı?
Sorunun yanıtı, sis perdesi arkasındaki varsayımlara dayanıyordu. PKK –IŞİD belaları anılırken dillerden düşmeyen “mücadele” örneği devrede olacak,
-Ve büyük FETÖ’cü avı!..
“Büyük” olacağı kesindi. Sonrası süreçte, görüldü ki, “Paralel Devlet” ideallerinin ötesinde bir cesamet vardı ihanet örgütünün yapısında;
-Öğrenci evlerinin abilerinden, Kuvvet Komutanlıklarının imamlarına kadar!..
Okullar, hastaneler, tapu dairelerine tüm devlet kurumları , üniversiteler; o uçların arasında “ana gövde” niteliğinde…
Yurt genelinde “büyük avın” ilk resmi sonuçları gözler önüne serildi. Resmi Gazete’de çarşaf-çarşaf isim listeleriyle.
Şu bakanlıktan 300, bu bakanlıktan 500 kişi… Örneğin Başbakanlıkta bile sayıları 300’ü aşmış. İnternetteki haber siteleri önceki günden itibaren, Yılın ilk günlerindeki, Milli Piyango’nun “tam liste” örneği merak ve hayretle gözden geçirilen listeler.
Sayılara ve de bir şekilde kamuoyunda bilinen isimlere rastladıkça “hayret nidaları” eşliğinde;
-Vay canına, oraya da mı yuvalanmışlar, bu kadar çok mu?..
Buna da şükür tesellisi!..
Doğal olarak bizim ilgimiz de kendi coğrafyamızla daha bir ilgili;
-Eskişehir’de durum ne, kimler?..
İlk gün kendi araştırmamda “E ile başlayan” illere gelesiye kadar epey zorlandım. Ve büyük emek harcayarak “Eskişehir’in en uzun iki listesine” epey emek harcadım.
-Milli Eğitim ve Sağlık Camiası!..
Dünkü Sakarya’nın sayfalarında onaylandığı gibi, ilk bakışta bizim sonuçlar da “vay canına” dedirten türdendi;
-Yüzde 99.9 çoğunlukla Milli Eğitim’den 228 öğretmen!..
Bir emek de, son günlerin IŞID terörü ve yuvalanmasıyla bilinen Gaziantep için… O listede 759 “eğitimci !” sayısına ulaşınca inanın rahatladım…
-Buna da şükür tesellisi!..
Dünün üniversitelerine bakınca…
Eğitimciler üzerinden devam edersek, Üniversitelerdeki durum” geliyor akla… Kaba taslak ülke çapındaki o üniversitelerden 2 binli rakamları öğrenmiştik…
Övündüğümüz iki Üniversite’nin rakamsal değerleri?
-Anadolu’dan 13, Osmangazi’den 3 kariyer sahibi ihraç!..
Ülkenin diğer üniversitelerine bakınca bu sonuç da “Büyük ikramiye” gibi!.. Düşünsenize “dünün yeni yenisi” Adıyaman Üniversitesi bile 44 doçent, profesör falan yetiştirmiş!..
Uzatmadan, bitirelim Ülkeme ve onun bir parçası Eskişehir’e bakınca şu iki nida bir araya gelebiliyor;
-Vay canına ve buna da şükür!...