Geçtiğimiz günlerde gündeme damgasını vuran “Eskişehir'de 7 büyüklüğünde deprem bekleniyor” haberleri  akıllarda soru işareti bıraktı. Olası bir deprem afeti ile ilgili “Acaba Eskişehir böyle bir depreme yapısal olarak ne kadar hazır?” sorusu ile İnşaat Mühendisleri Odası'nın kapısını çaldık ve Başkan Bülent Erkul ile görüştük. Erkul, Eskişehir'in olası bir depreme hazır olmadığını söyledi.-Herhangi bir deprem riski sizce mümkün mü?Son yıllarda meydana gelen depremlerde ortaya çıkan bulgular, depremkaynaklarının ve onların çeşitli özellikleri ile yerel jeolojik koşulların önemliolduğunu göstermiştir bize. Bu nedenle, mikro bölgeleme araştırmaları yapmak hem depremsellik hem de yerel jeolojik yapı ve zemin koşulları açısından çok daha ayrıntılı çalışmaları gerektirdiğinden üniversitelerimize ve konuyla ilgili kuruluşlara görev düşmekte olup bu çalışmaların sürekli ve rutin bir şekilde yapılması önemlidir. Depremi oluşturan fay veya fayların yerleri, derinlik ve uzunlukları üretecekleri büyüklüğün göstergesidir ama bu fayların tamamının aynı anda hareket edip etmeyeceği ve meydana gelecek depremin büyüklüğünün ne olacağını kesinlikle ifade etmek ve özellikle de zamanını tam olarak belirleyebilmek bu günkü bilimsel veri ve tekniklerle çok mümkün olmamaktadır. Ama bir gerçek var ki 2.derece bir deprem bölgesi ve kırılma olasılığı yüksek büyük fay hatlarına yakınlığı nedeniyle kentimizde deprem riskinin her zaman mevcut olduğunu aklımızdan çıkarmamamız gerekmektedir.-Böyle bir afete Eskişehirne kadar hazır?Depremi yaşamadan önce ona hazırlıklı olmanın üç ana noktası vardır. Hepside deprem öncesi kentlerde yaşayanlar ile kenti idare edenlerin ortaklaşa alacağı ve odağında insanın bulunduğu hazırlıklardır. Birincisi sağlam ve güvenilir yapılar inşa etmek. İkincisi deprem anında yapılacaklara ilişkin hazırlıklar. Yani deprem esnasında ve hemen sonrasında alınacak önlemler. Üçüncüsü de deprem sonrasında afetzedelere dönük hazırlıklar. 1999 Marmara depremi sonrası görülmüştür ki genel ve yerel idari yapılanmalar ile meslek örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve halkımızın depreme hazırlıklı olmadığı görülmüştür. Maalesef bizde şehir olarak böyle bir afete hazır değiliz.“SIKINTILAR VAR”-Ya afet sonrası?Yeni yapılanmaların eskisine oranla daha bilimsel ve gerçekçi olduğu yeterli olmasa da bilinçlenmenin tüm topluma kurumlar aracılığı ile yaygınlaştırıldığı görülüyor. AFAD gibi resmi kurumlarla AKUT ve benzeri sivil toplum kuruluşları deprem sonrasında yapılacaklara ilişkin ilerlemeler kaydetmişse de Eskişehir’in deprem sonrası en büyük sorunu toplanılacak açık alan ve barınılacak yer yokluğudur. Çadırkent kurulabilecek bir alanımız dahi mevcut değil. Ayrıca ulaşım sorunu da oldukça büyük bir risktir. Çevre illerde bile artçı deprem yaşansa, şehir merkezinde yoğun bir araç trafiği ile karşılaşıyoruz. İnsanlar ani panik ile caddelere yayılıyor. Evinin yakınından ayrılmak istemiyor. Sonuçta, mal canın yongasıdır.-Şehir geneli itibarıyla,konutlar deprem tehlikesinekarşı korumalı mı?Konutların depreme karşı dayanıklılığının en büyük testi yine depremdir. İki faktör etkilidir burada yapının oturduğu zemin, yapının sağlamlığı. Zemin yapısı açısından ne yazık ki kentimizin çok iyi durumda olduğu söylenemez. Ama bu demek değildir ki zayıf zeminlerde sağlam yapılar yapılamaz.Mühendislik bilim ve tekniği her tür zeminde sağlam ve depreme dayanıklı yapı yapmaya uygundur. Bir yapının yeterli deprem güvenliğine sahip olup olmadığı, o yapının geçerli olan deprem yönetmeliği ile diğer yapı yönetmelikleri gereklerine ve teknik kurallara uygun olup olmadığına bakılarak değerlendirilir. Yapıldıkları tarihteki teknik ve mühendislik ile yeterli kontrollük hizmetleri aldılarsa ve sağlam bir zeminde inşa edilmiş ve önceki depremlerde hasar almamışlarsa ömürleri içerisinde görebilecekleri depremlere karşı sağlam durabilirler. Az katlı binalarda bu risk elbette dahada azalmaktadır, ama bir taraftan da yüksek katlı binaların daha fazla mühendislik hizmeti aldığı bir gerçektir.-Depremde en çok hangibölgeler zarar görebilir?Bu konuda koordinat vermek elbetteki çok spekülatif bir yaklaşım olur. Ama az önce söylediğim gibi zemin açısından riskli bir bölgede oturuyoruz. Ayrıca yasal gerekçelerle olanların dışında kaçak yapılaşma yani gecekondulaşma yok denebilecek kadar az kentimizde bu nedenle de şanslı sayılabiliriz. Fakat en son çıkan 6360 sayılı Büyükşehir yasası nedeniyle köylerimizdeki yapılaşmayı da mühendislik hizmeti alacak duruma getirmeliyiz bir an önce…-Kentleşme çalışmaları depremden ne kadar etkilenir?Kentleşmeden kastınız halk arasında ki adıyla Kentsel Dönüşümün uygulaması ise bu konu çok tartışılacak ve üzerinde çok konuşulacak bir gerçek olarak duruyor. Öncelikle söylemeliyim ki biz kentsel dönüşüme değil ancak yasasına karşıyız. Bu yasa ile insanların yıllarca emek verip biriktirdikleri ellerinden alınmaya çalışılıyor. Eğer bu yasa ile birlikte proje, yapı denetim kurallarına uygun bir şekilde ilerliyorsa büyük bir sıkıntı yaşanacağını sanmıyorum. Fakat olası bir afet ile elbette zamansal ve maddi açıdan kayıp meydana gelmesi mümkündür. “GETTOLAŞIYORUZ”-Şehrin yapısal olarak dönüşen bir görüntüsü var. Yeni yapılanmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?Evet, son yıllarda inşaat çalışmaları yüksek oranda arttı. Şehir genişliyor, eski konutlar yeniden inşa edilerek sağlamlaştırılmaya çalışılıyor. Ancak gözden kaçan bir nokta var. Gitgide gettolaşıyoruz. Binalar dip dibe, aynı standartlarda. Küçücük metrekarelerde yaşamaya çalışıyoruz. Özellikler öğrenciler düşünülerek yapılan apart dairelerde psikolojik açıdan sağlıklı yaşamak mümkün değil. Bu öğrencilerin ileri ki yaşantılarında, sosyal ve iş ortamlarında sıkıntı çekeceklerini düşünüyorum.-Peki bu binalarne kadar güvenli?Aslında en büyük sıkıntı doğuracak etkenlerden birisi bitişik nizamdır. Yan yana iki binanın birbirine çarpması ile büyük hasarlar oluşabilir. İki bina kendi yaşadığı tehdidi yüksek ölçüde yanındaki binayı da etkileyecektir. Pek de planlı bir acil çıkış noktası olmayan böyle yerlerde, olası bir felaket sonucu büyük panik yaşanması mümkündür. SON MODA “İNŞAATÇILIK”-İşin mutfağındaki kişiler nasıl?İnşaat çalışmalarıhakkı ile yapılıyor mu?Çok tecrübeli, eğitimli müteahhitlerimiz var. Başarılı işler de çıkarıyorlar. Yönetmeliklere uygun sapasağlam binalar yaratıyorlar. Yalnız işin bir de inşaatçılık boyutu var ki, orası içler acısı vaziyette. Günümüzde artık birçok kişi sırf para kazanma amacı ile eğitimsiz olarak aldıkları bina yapmaya kalkışıyor. İşte, yaşanabilecek bir felaketin habercisi aslında bu binalar. Sonuçta yerin altı büyük bir muamma ve unutulmamalıdır ki deprem öldürmez, bina öldürür.-Sizce ne gibi tedbirleralınmalı?Öncelikle, vatandaşlara olası afet riskine karşı seminerler, eğitimler verilmelidir. Tabii ki insanlar can havli ile bunlara ne kadar aldırış eder, orası bilinmez. Ancak, hiçbir şey bilmemekten iyidir. Bir diğer önemli tedbir, muhakkak asansör ve kombi sistemleri denetimden geçirilmelidir. Deprem riskine karşı planlamalar doğru yapılmalıdır. Ayrıca, binalar deprem yönetmeliklerine uygun olarak denetlenmelidir. Ne de olsa, en kötü denetim bile denetimsizlikten iyidir. 
Editör: ÜSTÜNER ÜNÜGÜR