İstanbul basınının tuzu kuru.
Büyük kurum, kuruluşlar ve holdingler tarafından verilen reklamlarla besleniyorlar.
Yandaş basın ve medya patronlarının asıl işleri gazetecilik değil.
Gazetecilikten ve medyadan bir şey kazanmasalar bile, başında oldukları holdingler sayesinde kazanıyorlar.
Gazeteleri okunmasada, kanalları seyredilmese de maddi sorun yaşamıyorlar.
****
Yerel denilen Anadolu basını ise, yıllardır ayakta durmaya çalışıyor.
Şehir desteklerse, gazete alır okursa, şehrin sanayi ve iş adamları ilan ve reklam verirse ne ala...
****
Eskişehirliler gazete alıp okuyorlar.
Gazetelerine sahip çıkıyorlar.
Kamu kurumları ve belediyeler verdikleri ilanlar ve abonelikler ile yerel basına destek oluyorlar.
Daha doğrusu oluyorlardı...
Ta ki; hükümet gazeteleri abone ve reklam gelirlerinden edecek olan o tasarruf genelgesini çıkarmasaydı.
O tasarruf genelgesi anadolu basının idam hükmü gibi.
Abone olma, reklam verme...
Pandemi döneminde sokağa çıkma yasakları nedeni ile bayi satışları yüzde 70-80 oranında düşen, ekonomik kriz nedeni ile reklam gelirleri düşen yerel gazetelerden pek çoğu kapandı, bazıları da ekenomik sorunlarla boğuşuyor, ayakta kalabilmeye çalışıyor.
Pek çok gazete çalışanı ve gazeteci bu dönemde işini kaybetti.
Genelge ile getirilen tasarruf  kararı bağımsız Anadolu basının sonunu getirecek gibi görünüyor.