Grubumuzda tüm maçlar akşam 16.00'da.
Bursa ile bizim maçımız öğle saatlerinde 13.30'da.
Halbuki; Eskişehir-Bursa maçları hangi koşullarda olursa olsun derbi gibidir.
Rekabet ve çoşku içerir.
Bu defaki prestij dışında bir önem taşımıyordu.
Adeta, gazozunu bir maç oynandı.
Bursa'nın gençleri, bizim gençlere sahayı dar etti.
İkinci yarıdaki yaptığımız hatalardan meydana gelen farklı skor, bizim gençlere yakışmadı...
****
İki amaçsız takımın mücadelesi her şeye rağmen 1965'den beri devam ediyor.
Geçmişte anımsadığımız çok güzel ve anlamlı müsabakalar var.
Bazen sıkı dosttuk, bazen rekabet yüzünden hırçınlaştık.
Taraftarlar arasındaki gerginlik, zamanla dostluğa dönüştü.
Başka rakiplerle özellikle İstanbul takımları ile oynadığımız maçlarda tribün desteği verdik birbirimize.
Yeni sezonda Bursa birinci, biz ikinci ligde mücadele edeceğiz.
****
Maça gelince...
'Gazozuna oynanan maç bu kadar olur.' diyeceğim ama, onda bile hırs ve kazanma isteği vardır.
Bizde o da yoktu.
İlk dakikalarda rakibe sahasında bastık.
Başarılı da olduk.
Ama sonrası hüsran oldu.
Özellikle ikinci yarı yine aynı can sıkan duyguya kapıldık.
"Bir an önce, hakem bitiş düdüğünü çalsa da bu eziyet bitse..."
Maçı 5-1 kayettik.
Gazozu bile içemedik...