Her konuştuklarında:

-“Paraları konserlere harcıyorlar. Konser dışında yaptıkları hiçbir şey yok. Tarıma verdikleri destek Gülşen konserine verdikleri para kadar değil” söylemlerinde bulunan AK Parti’nin il başkanı ve milletvekilleri, geçtiğimiz gün Eskişehir'in 2026 yılında Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamına dahil edilmesini duyurmak için adeta birbiriyle yarıştı.

***

Fatih Dönmez “Eskişehir festivalin altın halkası olacak” dedi.
Ayşen Gürcan “Festival Eskişehir’de hayat bulacak” dedi.
Nebi Hatipoğlu “Şehrimizin zenginliklerini bu festival ile Türkiye'ye duyuracak olmanın gururunu yaşıyorum” dedi.
Gürhan Albayrak “Bu kıymetli etkinliği şehrimize kazandıran herkese teşekkür ediyorum” dedi.

***

Söz konusu festival, Kültür Bakanlığı’nın organize ettiği; içinde tiyatrodan konserlere, modern dans gösterilerinden operalara kadar pek çok etkinliğin yer aldığı bir festival.
Bu yıla kadar 14 şehirde gerçekleşiyormuş.
2025 yılında bu şehirlere 6 şehir daha eklenmiş ve festival yapılan kent sayısı 20’ye çıkmış.
2026 yılında bir 6 şehir daha ilave edilecekmiş ve bu şehirlerin içinde Eskişehir de olacakmış.

***

Festival programına baktık, program her ilde aynı.
Konsere katılan sanatçılar, tiyatro gösterileri ve diğer etkinlikler aynı gösterimler halinde yapılıyor.
Yani...
Eskişehir’e özel farklı bir program olmayacak.

***

Elbette Eskişehir’in Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamına alınarak 26 kentten biri olması kıymetli.
Elbette festival kapsamında yer alan etkinliklerin şehrin kültürel, sanatsal ve eğlence hayatına bir katkısı olacak.
Elbette sanatın ve kültürün kötüsü olmaz...
Bunların hepsine eyvallah...

***

Ancak...
AK Parti il başkanı ve milletvekillerinin, bu festivalin 2026 yılında 25 şehirle birlikte Eskişehir’de de gerçekleştirilecek olmasına yükledikleri anlamı biraz abartılı bulduk...
Sonuçta 25 şehirde yapılan etkinlikler Eskişehir’de de yapılacak.
Mevzu bundan ibaret...

CHP'LİLER UYANIK OLACAKSA...

CHP Milletvekili İbrahim Arslan iktidarın “Alevi açılımı”na dikkat çekmiş.
“‘Süreç’ adı altında bir çalışma başlatıldı. Cumhuriyet Halk Partisi o komisyonda yerini aldı. Önümüzdeki günlerde bir açılım daha karşımıza gelecek: ‘Alevi açılımı.’ Oradan da içimize sirayet etmeye çalışacaklar; ama her bir arkadaşımızın uyanık olma zorunluluğu vardır.”

***

İktidarın “Alevi açılımı” ile CHP'nin içine sızma gibi bir amacı var mı yok mu bilemiyoruz...
Ancak...
CHP'nin şu 3-4 aydır yaşadığı olayları gözden geçirdiğimizde, partiye mahkemelerden tutun da kayyum atanmasına, hatta partinin butlan ile karşı karşıya kalmasına yılların CHP’lilerinin neden olduğunu biliyoruz.

***

O yüzden...
İktidar İbrahim Arslan'ın söylediği gibi gerçekten “Alevi açılımı” ile CHP'nin içine sızmaya çalışıyorsa boşa uğraşır...
CHP içine sızmış CHP’liler dururken iktidarın böyle bir proje peşinde olacağını ben tahmin etmiyorum.
CHP’liler uyanık olacaksa, asıl içindeki CHP’lilere karşı uyanık olmalı sanki...

I-22

2-513

KİMSENİN SATAMADIĞI, KİMSENİN ALAMADIĞI...

Mahalle kahvecisi kahveye zam yapmak durumunda kalır.
Bunu duyurmak için de duvara şu yazıyı asar:
“Kahve Yemen'den gelir, yolu ırak. 30 kuruş artık yetmez oldu, 50 kuruş bırak.”

***

Ertesi gün bir müşteri bu yazının altına şu notu bırakır:
“Kahve Yemen'den geliyorsa yolu sapa, 30 kuruş yetmiyorsa kahveni kapa.”

***

Yukarıdaki fıkra bugün resmen hayata geçmiş vaziyette.
Yaşanan ekonomik krizin yol açtığı hayat pahalılığı maliyetleri artırdı.
Artan maliyetler fiyatlara yansımaya başladı.

***

Esnaf (gerçi bazıları bu olayı bir hayli abarttı ama) sattığı ürüne zam yapmak durumunda kaldı.
Fakat...
İnsanların geliri artmadığı ve var olan gelir de her gün enflasyon karşısında eridiği için yapılan bu zamlar karşısında hiçbir şey alamaz hale geldi.
Yani...
İnsanlar müşteri olamaz, esnaf da müşteri bulamaz oldu.

***

Hal böyle olunca...
İflas etmemek için zam yapmak durumunda kalan esnaf, şimdi de zam yapmak zorunda kaldığı için müşteri bulamaz hale gelip, yine iflas etme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

***

Vaziyete bakılırsa bundan sonrasını “Kimsenin alamadığı, kimsenin de satamadığı” bir ortam bekliyor.

***

Görünen o ki bu sonbahar ve kış çok zor geçecek...