Eskişehir, bozkırın ortasında yükselen çağdaş yüzüyle anılsa da, sahip olduğu ormanlık alanlar ve doğal zenginlikleriyle de göz ardı edilemeyecek bir hazineye sahiptir. Mihalgazi, Alpu, Beylikova, Sivrihisar gibi ilçelerde yer alan ormanlık bölgeler, yalnızca doğanın değil, aynı zamanda yaşamın, havanın, suyun ve geleceğimizin de teminatıdır. Ancak son yıllarda artan yangınlar, kaçak kesimler ve bilinçsiz kullanım nedeniyle bu doğal zenginlikler ciddi tehdit altındadır. Bu nedenle, Eskişehir’de yaşayan herkesin "orman bilinci" kazanması artık bir zorunluluk haline gelmiştir.
***
Ormanlar, binlerce canlı türüne ev sahipliği yapan ekosistemlerdir. Aynı zamanda yer altı su kaynaklarını besleyen, toprağı erozyondan koruyan, hava kalitesini artıran ve iklimi dengeleyen doğal yaşam alanlarıdır. Eskişehir gibi yarı kurak iklim özellikleri gösteren bir şehirde, ormanların varlığı daha da kıymetlidir. Sadece kent estetiği değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik açısından da ormanlarımızı korumak hayati öneme sahiptir.
***
Yaz aylarında artan sıcaklıklar, kuraklık ve insan ihmali birleştiğinde orman yangınları kaçınılmaz bir tehlike haline geliyor. Piknikçilerin bıraktığı cam şişeler, sigara izmaritleri ya da mangal ateşleri büyük felaketlere yol açabiliyor. Oysa birkaç basit önlemle bu riskler kolayca azaltılabilir. Ormanlık alanlara girerken dikkatli davranmak, yasaklı bölgelerde ateş yakmamak ve gördüğümüz en küçük dumanı bile yetkililere bildirmek hepimizin sorumluluğudur.
***
Unutmayalım: Ormanlar bizim değil, biz ormanların bir parçasıyız. Her ağaç, her yeşil yaprak geleceğe bırakacağımız bir mirastır. Eskişehir’de doğanın kalbine zarar vermemek, onu koruyup yaşatmak, sadece bugünün değil, yarının da sorumluluğudur.
***
Haydi Eskişehir, ormanlarımıza sahip çıkalım. Çünkü doğa susarsa, insanlık da susar.