Birkaç yıl önce Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileriyle söyleşide buluşmuştuk…
……..
Onlara elimizde bulunan yarısı dolu su pet şişeyi göstererek “Şu an elimizde ne tutuyoruz?” diye sormuştuk…
…………
“Su” demişlerdi, “Yarısı boş yarısı dolu pet” cevabı vermişlerdi, suyun markasını söylemişlerdi…
…………..
Ama gerçek cevap hiçbirisi değildi…
………
Çünkü bizim elimizde tuttuğumuz, hayatın kendisiydi…
………
Su demek, yaşam demekti. Zira su olmadan yaşam olmaz ki…
……………..
Eskişehirliler kullanma suyunu Porsuk’tan temin ediyor…
…………….
Porsuk ise her geçen gün kirleniyor ve suyu azalıyor…
…………..
Bu nedenle Sakarıbaşı’ndan Eskişehir’e su getirilmesi gerekiyor…
…………….
Ancak Sakarıbaşı da S.O.S veriyor…
……………
Birinci fotoğrafta Sakarıbaşı’nın bir yıl önceki hali görülüyor…
………………
İkinci fotoğraf ise bir ay önce çekildi…
………….
Sakarıbaşı adeta can çekişiyor…
………….
Vahşi sulama yüzünden suyun büyük bölümü yok olmuş…
………………..
Gerekli önlemler alınmazsa…
………..
5-10 yıl sonra Eskişehir’de artık çeşmelerden su akmayacaktır…
…………
Eskişehirliler damacana su ile banyo yapmak zorunda kalacaktır…
……………
Yukarıdaki yazıyı tam bir yıl önce kaleme almıştık…
……….
Aradan geçen sürede hiçbir şey yapılmadı, tek bir adım atılmadı…
………………
Böyle önemli bir konuda, başta vekillerimiz olmak üzere…
………………..
Eskişehir’in tüm aktörleri sınıfta kaldı…
YAZIKLAR OLSUN
Dünkü “Bu 10 kişiyi ölüme kim gönderdi?” başlıklı yazımızda…
………………….
Yeşil Vatan’ı korumak için şehit olan kahramanlarımıza yeterli eğitim verilip verilmediğini sorgulamıştık…
………………..
Eskişehirli şehidimiz Tolunay Kocaman, yeni evlenmiş, üç gün önce balayından dönmüş…
………….
Orman Bölge Müdürlüğü’ndeki işine daha bir ay önce başlamış…
…………
Böyle eğitim almamış, acemi bir personelin orada ne işi var?
…………….
Yazıklar olsun…
AKAR DERESİ
Eskiden Akarbaşı’nda bir değirmen vardı. Üzerinden Akar Deresi akardı…
…………….
O dere, Hamamyolu’nda bir gerdan gibi süzülüp Porsuk’a karışırdı…
………………
80’li yılların ortasında bu derenin üstü kapatıldı…
…………..
Üzeri yol yapıldı…
…………..
Avrupa ülkelerinde insanlar yapay dereler, şelaleler yapıyor…
………………
Bizler doğanın bize sunduğu güzelliği yok ediyoruz…
TEMEL’İN KÖŞESİ
TREN
Temel trene binmiş İstanbul’a gitmiş. Gar da Dursun karşılamış, bakmış Temel’in yüzü sapsarı ‘Ne oldu?’ diye sormuş. Temel ‘Tren de ters koltuğa oturdum. Camdan baktıkça bir hoş oldum’ demiş. Bunun üzerine Dursun ‘Karşındaki koltukta oturan kişiye rica etseydin, yer değiştirseydin’ deyince Temel şu cevabı vermiş ‘Aklıma geldi, ama koltukta kimse oturmuyordu…’