Uzun yıllar birlikte gazetecilik yaptığımız Önder Baloğlu'nu 5 yıl önce bir 9 Kasım günü kaybetmiştik.
50 yıllık gazetecilik yaşamının 30 yılında Sakarya Gazetesi'nde birlikte görev yapmıştık.
O'nun '9. sütun' köşesinin isim babası bendim.
Benim 'Açık Perde' köşemin adını o koymuştu.
O gazeteciliğin duayen ismiydi...
****
Bizim dönemimizde daktilo vardı.
O daktiloların dili olsa da konuşsa, neler neler anlatırlar.
Bilgisayarlar çok sonradan girdi hayatımıza.
Önder Baloğlu alışamadı bilgisayara.
Onu emektar daktilosundan kimse ayıramadı.
Tamirci kalmamıştı, daktilo şeridi bulunmuyordu.
Bir yerden bulup, toptan aldık.
****
O ne kalemine ihanet etti ne de daktilosuna.
Gazeteciliğinin ve ömrünün son demine kadar yazılarını onunla yazdı.
Biz çok önce gönderdik müzeye.
Önder'in gidişinden sonra ailesi götürüp Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi’ne bağışladı.
****
Acı tatlı pek çok anımız var.
Çoğunluğu ortak sevdamız Eskişehirspor ile ilgili.
1984 yılında 2.Ligde şampiyonluğun önemli deplasmanlarında telefonun bir ucunda o, diğer ucunda ben.
Stadyumun tek telefonu var, Neredeyse dakika ve skor veriyoruz. Gazetenin telefonları hiç susmuyor.
Herkes maçı soruyor.
Çaresini de Önder Baloğlu bulmuş.
Gazetenin Hacet Sokak'taki merkezinin kapısına dakika ve skor yazılarını asmaya başladık.
Kapının önünde epey bir kalabalık oluşmuş, skor kağıdın değiştirilmesine bekliyorlardı.
****
Gazetecilik dışarıdan göründüğü gibi değil.
Zor ve yıpratıcı bir meslektir.
Başka bir gazeteci dostumuz Ünsal Dalgın'ı 8 Kasım 2006'da gazetede çalışırken daktilosu başında geçirdiği kalp krizi sonucu kaybetmiştik.