Demokrasinin uygulandığı bir partide işleyiş şöyledir:
Partinin üyeleri mahallelerin delegelerini belirler.
Bu delegeler ilçe kongrelerinde hem ilçe başkan ve yöneticilerini, hem de il delegelerini oylarıyla tespit eder.
Seçilen il delegeleri il kongresinde hem il başkan ve yönetimini hem de kurultay delegelerini belirler.
İşte o şehirlerden seçilen il delegeleri de partinin genel başkan ve yönetimi ile partinin üst organlarına girecek isimleri tespit eder.
***
CHP’de bu saydığımız işleyiş sırasıyla yapılır.
Daha doğrusu yapılıyor “muş” gibi yapılır!
Böylece partide demokrasi de var “mış” gibi bir görüntü pompalanmaya çalışılır.
***
Halbuki…
Genel başkan kendisine yakın ve destekçisi olduğu isimleri şehirlerde belediye başkanı ve milletvekili yaparak onların güç odağı haline gelmesini sağlar ki bu koltuğunu sağlama almasının en önemli müdahalesidir.
Genel başkanın tercihiyle partinin şehirlerdeki güç odakları haline gelen (Belediye başkanları ya da milletvekilleri) kendine yakın isimleri partiye üye olarak doldurur.
O üyelere “mahallenizde şu delegeleri çıkartacaksınız” talimatı verir.
Seçtirdiği il delegelerine, yine işaret ettiği ve kendisine yakın il başkan ve yöneticileri ile kurultay delegelerine oy verdirerek seçilmesini sağlar.
Seçilen o kurultay delegeleri de otomatikman kendisini güç odağı yapan genel başkana kayıtsız şartsız oy atar.
Böylece…
Hem genel başkan hem de onun şehirlerde güç bahşettiği insanlar ebediyen koltuklarını garanti altına almış olur!
***
Normalde kurultay delegelerinin genel başkanı seçmesi gereken partide aslında genel başkan kendisini bir daha seçecek olan kurultay delegelerini, başından beri kurguladığı saadet zinciriyle çoktan belirlemiştir.
O yüzden CHP’de şu sıralar konuşulan “değişim” bu sistem bozulmadıktan sonra hikayedir…
Partide her şey değişir ama genel başkan ile onun masa başında belirlediği ve kendisini her ortamda ve koşulsuz destekleyen güç odağındaki insanlar asla değişmez!

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
BAKIN BU SÖYLEM ESKİŞEHİR’İ DE FENA HALDE BAĞLAR…
İYİ Parti kurultayında genel başkan Meral Akşener çok sert bir çıkış yaptı…
Önce “CHP’den 15 milletvekili istedik. Bu hayatımın en büyük pişmanlığıdır. Çünkü bunun diyetini bir türlü ödeyemedik.” dedi.
Ardından “İstanbul HDP sayesinde kazanılmış. Bizim hiçbir etkimiz olmamış” dedi.
Sonunda da “O zaman size hayatta başarılar.” diyerek ittifaklar ile tüm bağlarını koparttığını ifade etti.
***
Konuşmasından anlaşıldığı kadarıyla İYİ parti bundan böyle ittifaklardan uzak duracak…
“Savaşmalıydık, yanlış yaptık. Bundan sonra savaşacağız” sözleri bunu zaten ispatlıyor.
İşte bu sözlerin direkt olarak bağlayacağı şehirlerin başında Eskişehir geliyor.
***
Her zaman söylediğimiz gibi Eskişehir’de 70 bin civarında oyu bulunan İYİ parti mahalli seçimlerin kilit partisi konumunda.
Geçtiğimiz seçimde sadece Odunpazarı’nda aday çıkartan, diğer belediyelerde aday çıkartmayarak CHP adaylarına destek veren İYİ partinin, bu söylemlerin ardından Eskişehir’deki tüm seçim bölgelerinde aday çıkartma olasılığı artmış vaziyette.
***
Bu durumun Eskişehir’deki mahalli seçimlere etkisinin ne olacağını kestirmek şimdiden güç ama Eskişehir’de belediyeler için karşı karşıya gelecek CHP ve AK partinin mahalli seçimlere yönelik hesaplarını yaparken oluşan yeni durumu göz önüne alması artık kaçınılmaz sanki…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
KILIÇDAROĞLU GÖNÜLLÜLERİ VARDI HANİ!
Hatırlayacak olursanız seçimlerden aylar önce “Kılıçdaroğlu gönüllüleri” adı altında bir oluşum vardı.
Altılı masa henüz daha aday belirlememişken çıkmıştı ortaya söz konusu oluşum.
Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olması için çalışmalar yürütmeye başladı.
Parti içinde bile çok eleştirildi.
Zira…
Genel merkezin el altından kurulmasına önayak olduğu oluşum partiden bağımsız hareket ediyordu.
Söz konusu gönüllüler Kılıçdaroğlu aday olduktan sonra da seçim süresince boy gösterdi.
Kılıçdaroğlu için seçmenden oy istedi.
Ancak…
Seçimlerin yapılmasıyla birlikte yok oldu.
Halbuki şu sıralar hem CHP içinde hem de kamuoyunda Kılıçdaroğlu çok tartışılıyor.
Kendisine genel başkanlıktan çekilmesi konusunda baskı uygulanıyor.
Kısacası…
“Kılıçdaroğlu gönüllüleri” için Kılıçdaroğlu’nu savunacak bir ortam var…
Fakat onlar yukarıda da söylediğimiz gibi ortalarda yok…
Demek ki gönüllülükleri ya da kendilerine sağlanan imkanlar seçime kadarmış!

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,