Trabzonspor Eskişehirsporla köprüleri attı.

Bunun nedeni 10 yıl önce olanlar değil.

Bence; en önemli nedeni, Eskişehirspor eski ikinci başkanı ve divan kurulu üyesi Fatih Baturaygil'in kongredeki sözleri.

Baturaygil; "Trabzonspor'u Cumhurbaşkanımız hariç, herkes aradı. Bakan seviyesinde dahi arandı " demişti.

Trabzonspor taraftarı da bunu kulübün arkasından dolanmak olarak algıladı.

Bu sözler üzerine fırtına koptu.

Kapılar kapandı.

Artık parayı ödemeden o imzayı almak ve transferi açmak imkansız.

****

Aynı durum Samet Aybaba için de geçerli.

Bu sezon 1-1 biten Eskişehirspor-Adanademirspor karşılaşması Aybaba için karar anı olmuş.

Daha önce imza veren Aybaba 'bizden ne bekliyorsa?' beraberliği hazmedemiyerek imza vermemiş.

'Bana küfür ettiler.' diyor.

****

Kulübün resmi olarak 235 milyon lira borcu var.

Bu borç kur değişiklikleri ve yeni açılan dosyalarla sürekli artıyor.

Kulüpten ayrılan her futbolcu borç hanesine yazıyor.

Transferi açmak için alacakları futbolculardan imza alınıyor.

Alacakları ve faizleri işliyor.

Dolar yükseldikçe alacakları para artıyor.

****

Görünen o ki, divan da durumu kabullenmiş, bu maç buradan dönecek gibi görünmüyor.

Transfer açılamayacak.

Futbolcu alamayacağımıza göre, satmak yerine eldeki kadroyu korumalıyız.

Çare; cesur bir başkan ve kulübü seven yöneticiler bulup yönetimi oluşturmak.

 

NİFAK TOHUMLARI 

İşler iyi gitmediğinde önce basın suçlanır.

Bunu hiç bir zaman anlamamışımdır.

Bence Eskişehir basını görevini yapıyor.

Eksik yapılan bir şeyler varsa, o basının suçu değil.

Basını suçlamayın!

****

Birileri divan kendisini yönetim yerine koyarak futbolcu satmaya çalışıyor diye TFF'ye ve bu futbolcuları alacak kulübe şikayet ediyor.

Divan Başkanı Ali Çelikoğlu 'nifak tohumları' diyor.

Belli ki bildiği isimler var.

Topu taca atmaya gerek yok, kimseyi zan altında bırakmayın, açıklayın gitsin.

****

Çelikoğlu'nun basın toplantısından en vurucu açıklama imza istenen alacaklıların söyledikleri oldu.

Son başkan Mustafa Akgören döneminden olan alacağı için alacaklılar, ‘son başkan bile alacağını alırken, biz neden imza verelim. O parasını alırken, biz niye almıyoruz’ demişler.