Müsabakanın nerede oynandığının önemi yok.
Karşılaşmayı kazanan takım hasılatın yüzde 60'ını alıyordu.
Kaybeden yüzde 40'ını...
****
Bu Anadolu takımları için önemli bir gelirdi ki, o yıllarda kulüperin en büyük geliri seyirci hasılatlarıydı.
Ama bu daha büyük statları ve tribün kapasiteleri olan İstanbul'un işine gelmedi.
Değiştirdiler.
****
Takımlar yense de yenilse de.
Kendi sahalarındaki hasılatların tümünü almaya başladılar.
İstanbul kulüpleri zengnleşmeye, Eskişehirspor gibi Anadolu kulüpleri fakirleşmeye başladı.
Sahada kazanan Eskişehirspor masada kaybetti.
****
Kulüpler arasındaki bu adaletsizliği giderecek olan TFF'ydi.
Ancak; TFF'nin delagasyon sistemi ile yapılan seçimler Anadolu kulüplerinin yok sayılmasının yolun açtı.
Siyasi baskıları saymıyorum.
Futbolun adalet sistemi şaştı.
TFF'nin kulüpler adına elde ettiği gelirler, ağırlıklı olarak süper lig kulüplerine dağıtılmaya başlandı.
****
Sözde futbol özerkleşmişti, ama delegasyon sisteminde süper lig kulüplerinin lehine bir durum yaratıldı.
Anadolu'nun sesi kısıldı.
Gücü tükendi.
****
Günümüzde, TFF yönetimini seçen delegelerin yüzde 87'si kulüp yöneticilerinden oluşuyor.
302 delegenin 253'ü profesyonel kulüp temsilcilerinden oluşuyor.
Amatör kulüplerin TFF'deki delege sayısı yalnızca 10...

21 Mart Göbeğe Foto


MUHTEŞEM İKİLİ... 
“Bir simit aşa, Eskişehir'de yaşa!”
Eskişehir simiti her zaman bir numara.
“Eskişehir unundan, Kalabak suyundan. yeni çıktı fırından” diyerek satılan  Eskişehir simidi kendine has gevrek ve bol susamıyla bilinir. 
Tazesi de bayatı da aynı iştahla yenir.
Sınıf ayrımı yoktur.
Zengin de, fakir de tüketir.
****
Ülkemizde yaygın olan simit, Balkanlarda da değişik isimlerle satılıyor.
Bizi taklit eden Yunanistan’da “kuluri” olarak biliniyor.
Romanya’da “cogrigi”, Bulgaristan’da “gevrek”, Sırbistan’da “çevrek” Romanya’da ise “cogrigi” adı veriliyor.
****
Eskiden gar binasına simit ve salep için giderdik.
Şimdi; sanki Odunpazarı klasiği oldu.
Simit yanında çay varsa iyi gidiyor.
Eskişehir'e gelenler en çok simidimizi beğeniyor.

GÜN DOĞUYOR
Dili çözülüyor gecelerin..
Gölgeler kaçışıyor derine
Alıp sihrini bilmecelerin:
Gün doğuyor şehrin üzerine.
Korkarak saklanıyor bacalar,
Gün doğuyor şehrin üzerine;
Dalıyorlar günün gözlerine
Gözleri uykulu atmacalar.
Sallıyarak dallarını kavak
Yükseliyor her günkü yerine,
Gün doğuyor şehrin üzerine
Mavi bir ışıkla ağararak.
Toprak kımıldıyor yavaş yavaş,
Gün doğuyor şehrin üzerine,
Bembeyaz gece çiçeklerine
Sabahla düşüyor bir damla yaş.
Ve bir deniz hücumu halinde
Gün doğuyor şehrin üzerine.
ORHAN VELİ KANIK