2004 yılı seçimlerinde AK Parti'nin Büyükşehir için seçim stratejisi 4 ana başlık üzerine şekillenmişti.
Tramvay, Trafik, Heykeller ve Su...
Bu strateji işe yaramamış olsa gerek, seçim kaybedildi.
***
2009 seçimleri geldiğinde, seçim stratejisinde bir önceki seçimde yer alan dört başlıktan sadece “Tramvay” çıkartıldı.
Zira...
Dönemin AK Partili aktörleri tarafından “Tramvaya karşıyız” söylemleri arasında başlayan ilk seferlerin protesto edilmesi, hatta “Büyükşehir'i alırsak rayların üzerini asfaltla kapatıp, örteceğiz” e varan söylemler tepki çekti.
O yüzden, bir önceki 2002  seçimde yapılan ve  hatalı olduğuna karar verilen tramvay eleştirisi 2019 seçimleri öncesinde terk edildi.
Tramvay eleştirisi seçim stratejisinden çıkartıldı çıkartılmasına da diğer başlıklar aynı kaldı.
Yani...
Bütün seçim süreci yine Trafik, Heykeller ve Su üzerinden yapıldı.
Strateji aynı olunca sonuç da değişmedi.
AK Parti 2009 seçimlerini de kaybetti.
Dahası...
AK Parti bu seçimde Büyükşehir ile birlikte Tepebaşı da kaybedildi.
***
2014 seçimleri geldiğinde bakıyoruz, AK Parti'nin seçim stratejisi yine Trafik Heykeller ve Su başlıklarından ibaret.
Sonuç yine değişmiyor, 
AK Parti Büyükşehir ve Tepebaşı ile birlikte Odunpazarı'nı da kaybediyor.
***
2019 seçimleri 2014 seçimlerinin tıpkısının aynısı...
Strateji yine Trafik, Heykeller ve Su...
Sonuç aynı, AK Parti Büyükşehir, Tepebaşı ve Odunpazarı'nın yanı sıra 4 ilçeyi daha kaybediyor.
***
Şimdi önümüzde 2024 seçimleri var...
Bakıyoruz AK Parti ve adayların?n seçim stratejilerine; başlıklardan “Heykeller” kalkmış gibi...
Kala kala Trafik ve Su kalmış...
Bir de bunlara Kentsel Dönüşüm eklenmiş...
***
Netice olarak; AK Parti Eskişehir'de neredeyse 4 seçimdir yeni bir şey söylemiyor ve bir türlü olumlu sonuç alamadığı seçim stratejisi başlıkların her seçim kullanmaya devam ediyor...
Diyeceğimiz o ki;
Aynı yöntemler kullanılarak farklı sonuç elde edilemeyeceği dört kez ispatlanmasına rağmen bu ısrarı devam ettirmek isteyen AK Parti'nin acaba Eskişehir'de belediyeleri kazanmak için yeni bir şeyler mi söylemesi gerekiyor?
***
Bizimki sadece bir yorum. Tavsiye niteliği taşımadığını belirtmekte yarar var!

O ZARFIN İÇİNDE NE VAR SIR GIBİ SAKLANIYOR...

Yılmaz Büyükerşen, aday olamayacağının kesinleşip,  yerine tavsiye ettiği Ayşe Ünlüce'nin aday yapıldığı Ocak ayının son günü gazeteci Saygı Öztürk'ün programına konuk olmuştu...
***
İşte o program öncesinde Büyükerşen; Saygı Öztürk'e 14 Mart'ta açması ve zarfın içinde yer alan görüşlerinin 15 Mart günü gazetesinde yayınlamasını istemişti.
***
Zarfı teslim alan ve Büyükerşen'in isteği doğrultusunda 14 Mart günü açacağını söyleyen Saygı Öztürk, zarfta yer alan görüşleri 15 Mart günü Sözcü gazetesinde yayınlayacağını açıklamıştı.
***
Dün bir dostumuz hatırlattı söz konusu zarf meselesini...
“Öğrenebildiniz mi? Büyükerşen verdiği zarfın içindeki mektupta ne yazmış? Diye..
***
Öğrenemedik tabi!
Zira; Büyükerşen Saygı Öztürk'e teslim ettiği ve 15 Mart'ta haber yapılmasını istediği zarfın içindeki mektupta ne yaptığını bugüne kadar kimseye söylememiş.
Israrla soranlara da “Sürpriz” diyor, mektupta ne yazdığını sır gibi saklıyormuş.

Hoca-76

NE YAPARSAN YAP PARA KAYBETTİĞİN BİR SÜREÇ YAŞANIYOR...

Döviz baskılanıyor. “Dolar en az 37-38 lira olması lazım” diyor çoğu çevreler.
***
Altın, dövize paralel yerinde sayıyor.
***
Bankalar mevduata en iyi oran olarak yüzde 45 veriyor...
***
Ancak...
TÜİK'in enflasyon rakamları bile yüzde 65'lerde...
***
Bu demek oluyor ki; paranızı bankada mevduata yatırdığınızda bile yüzde 20 zarar ediyorsunuz...
***
Dolar ya da Altına yatırmaya kalksanız, zaten kafadan zarar ediyorsunuz...
***
Sonuç olarak:
Büyük bir çoğunluğun bırakın yatırım yapmayı, zaten ay sonunu getirecek durumu yok.
Az çok yatırımı yapacak durumda olanlar ise nereye yatırırsa yatırsın kaybediyor...
Ve şu sıralar herkes, “Bu işin sonu nereye varacak” diye kara kara düşünüyor...