Bir yanda eski balıkçılar çarşısı (Çukur Çarşı) diğer yanda eski Belediye Binası.
Aynı ada içinde iki mekan.
Şimdi; birisi park oldu, diğeri otel.
****
Eskişehirliler burasını kuşbakışı olarak görmemiştir.
Aslında bir adadır burası, Porsuk Çayı'nın çevrelediği bir ada.
Yukarıdan bakıldığında bir gemi gibidir.
Kaptan köşkü de; tarihi belediye binası.
****
Çukurçarşı ile ilgili pek çok anımız var.
Eskişehir'in tek balık çarşısı idi.
Balık lokantaları vardı.
Çukur çarşı ana girişi dışında bir köprü ile Değirmen Sokağa, bir köprü ile Sivrihisar Caddesi'ne bağlanırdı.
Balıkçı, helvacı ve kelleci vardı çarşı içinde.
Bir de Değirmen Sokağa çıkan köprü üzerinde sinema afişleri.
****
Köprübaşında insanların bir uğrak noktası idi.
Sivrihisar Caddesi çıkışında bir halk çarşısı vardı.
Belediye buradaki eski binadan çıkınca bina tarihi dokusu ile restore edildi ve Porsuk Otel oldu.
Tarihi değerine değer katıldı.
O adaya yukarıdan bakıldığında ada içinde demirlenmiş gemi
aynen duruyor.
*******************************************
ARABESK YÖNETİM
Eskişehir'de yerel yönetimler ile genel yönetim hiç bir dönem bu kadar husumet beslememişti birbirine.
Kenti yönetenler hiç bir zaman bu kadar saf tutmamıştı birbirine karşı.
Siyasi ayrımcılık hiç bu kadar egemen olmamıştı bu kentte.
****
Bir kentin mülki amiri ile (Valisi) Şehr-i emin'i (Belediye Başkanı) veya başkanları, kısır bir8 çekişme ve inatlaşma içine girmişlerse, o kentte hiç bir iş sağlıklı yürümez.
Eğer taraflar benim olmazsa onlarında olmasın diye düşünürse ortaya eski türk filmlerindeki gibi arabesk bir yönetim çıkıyor.
“Ya benimsin, ya da kara toprağın!”
Eskişehirli bu yönetim şeklini hak etmiyor.
Kamu kurumlarının yapacağı işler ve sorumluluk alanları yasalarla, yönetmeliklerle belirlenmiş.
Bence; kurumlar birbirine engellemek yerine hep birlikte işin bir ucundan tutmalı.