“Bugünkü yazım bir çeviri olup, güncel olduğu için çevirisini paylaşıyorum.”

ABD Başkanı Joe Biden, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve çeşitli Avrupalı liderler, geçen ay Vilnius'ta düzenlenen NATO zirvesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı överken, Erdoğan'ın tavizi göründüğünden çok daha azdı. Erdoğan, İsveç'in NATO üyeliğini derhal onaya sunmak yerine, Türkiye parlamentosunun konuyu sonbaharda değerlendireceğini söyledi.

Bunun Türk hukuku ile alakası yok. Erdoğan, konuyu görüşmek üzere parlamentonun özel bir oturumda toplanmasını talep edebilirdi, ancak gecikme, Türk cumhurbaşkanının yeni bir şantaj turuna zemin hazırlıyor. Sonuçta, Erdoğan’ın her yeni talebinde Biden ve Stoltenberg taviz veriyorsa, neden daha fazlasını talep etmesin? Erdoğan bir şey vaat edebilir, ancak istediğini alamamışsa tam tersini yapması için parlamentoya işaret verebilir. O zaman alaycı bir şekilde bunun demokrasinin sonucu olduğunu öne sürebilir.

Ankara, Türkiye ekonomisine yön veren turistleri çekmek için vizesiz rejimini korumalıdır. Türkiye'ye ajan sokmak kolay olduğundan, Batılı istihbarat servisleri için bu bir nimettir. Batılı ülkelerin Türkiye'nin El Kaide ve İslam Devleti'ne verdiği destek hakkında bu kadar çok şey bilmesinin bir nedeni de bu. Fransa, Hollanda veya Danimarka, Türkler için seyahati kolaylaştırırsa, yakında Türk istihbarat faaliyetlerinin kendi ülkelerinde çoğaldığını görebilirler.

Türkler için vizesiz seyahate izin veren bir ülke olan Kosova örneğinden öteye bakmaya  gerek yok. Erdoğan içeride baskı yapıp yurtdışındaki eleştirmenleri susturmaya çalışırken, Kosova'da Türk istihbaratı tarafından bölge sakinlerine veya vatandaşlara yönelik adam kaçırma ve iade operasyonları başlatıldı. Kosova  yalnız değildi. Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin muhalifleri kaçırdığı bir düzineden fazla ülkeyi  açıkladı. Bu ülkelerin hepsi olmasa da çoğu, Türkiye ile vizesiz anlaşmalara sahipti. Arnavutluk muhtemelen Avrupa Birliği'ne katılacak bir sonraki ülke olacağından, Türklere vizesiz statüsü ve Türkiye'nin ülkedeki istihbarat operasyonları, onu Schengen Bölgesi'ne açılan bir arka kapı haline getirebilir. Avrupa vize erişimini eşitlemeye çalışırsa, Erdoğan avantaj sağlayabilir. 

Türkiye'nin İsveç'teki Kürt sivil toplumundan şikayet etmesi bir şeydir; Türk "turistlerin"  onları kaçırması veya öldürmesi sürecini kolaylaştırmak başka bir şey.

Türklere uygulanan vize uygulamaları Türk karşıtı değildir. Bunlar, Türkiye'deki iktidar rejimi gerçeğinin bir yansımasıdır. Türkiye, yurt içinde vatandaşlarının haklarını koruyan ve yurt dışında demokratik haklara saygı duyan bir demokrasi olsaydı, o zaman iki yönlü vizesiz seyahat kurmak kolay olurdu, ancak Türkiye'nin istihbarat servisi bu tür normları benimsemiyor. Türklerin Avrupa'ya girmesine izin verin, ancak her biri herhangi bir Avrupa limanına, havaalanına veya sınır geçişine varmadan önce kapsamlı bir özgeçmiş kontrolünden geçmelidir.