Çok kişi bilmez ama Türk siyasetinin önemli isimlerinden biridir Ferruh Bozbeyli...
***
1961–1977 yılları arasında 4 dönem milletvekilliği, Adalet Partisi’nde bir dönem Meclis Grup Başkanvekilliği, 3 dönem TBMM Başkanvekilliği ve Başkanlığı ile 1970–1978 yılları arasında Demokratik Parti’nin genel başkanlığını yapmış önemli bir siyaset ve devlet adamıdır.
***
Şu sıralar sıkça tanık olduğumuz, siyasette yaşanan parti değiştirmeler için çok önemli bir tespitte bulunmuş:
“Bir yanlışlıktan, bir haksızlıktan yararlananlar, haksızlığa karşı koymak gereği duymazlar.
İşte demokrasiyi hiçe sayanların gücü buradan geliyor.
Bazı kimseler, haklıyla beraber olmaktansa güçlüyle beraber olmayı daha avantajlı bulurlar.
Çünkü haklıyla beraber olmak zordur. Emek ister, fedakârlık ister. Çileli iştir vesselam.
Oysa güçlünün hizmetine girmek rahatlıktır.
Güçlünün gölgesinde ona da bir şemsiyelik yer düşer. Kusuruna bakılmaz, eksiği görülmez. Sadakati her lekeyi örter.”
***
Vallahi sizi bilmem ama benim aklıma, CHP'nin oylarıyla belediye başkanı seçilen ama güçlünün hizmetinde bir şemsiyelik yer edinme uğruna soluğu AK Parti’de alan, başta Özlem’ler olmak üzere meclis üyeleri falan geldi...
BU ASLINDA GÖRMEZDEN GELİNEN BÜYÜK BİR SOSYAL GÜVENLİK SORUNU
Günümüzde birçok insanın sessizce taşıdığı ortak bir korku var: “Yarın bir gün elden ayaktan düşersem, bana kim bakacak?”
Bu, sadece bir bireyin değil, hızla yaşlanan toplumların ortak derdi hâline geldi. Yaşlı bakım evlerinin fahiş ücretleri, devlete ait huzurevlerinde ise yıllar süren bekleme listeleri insanları çaresiz bırakıyor.
***
Özel bakım evlerinin ücretleri, çoğu emekli maaşının kat kat üzerinde. Bu da yaşlılıkta bakıma muhtaç hâle gelen bir kişinin ya ailesine yük olması ya da insanca yaşamak için borçlanması anlamına geliyor.
Ancak herkesin bakacak bir ailesi ya da destek olacak bir çevresi yok. Yaşlılık artık yalnızlığın diğer adı hâline geldi.
Devlet huzurevleri ise nitelikli personel eksikliği, kapasite yetersizliği ve bürokratik engeller nedeniyle talebi karşılayamıyor. Sistemde ciddi bir tıkanıklık var. Yaşlı bireyler, başvurularının kabul edilmesini beklerken sağlık durumları kötüleşiyor; kimi zaman bu süreç, yardım almadan yaşanamayacak noktaya gelene kadar sürüyor.
***
Bu aslında büyük bir sosyal güvenlik sorunu. Herkes için erişilebilir, insani ve kaliteli yaşlı bakım hizmetleri bir lüks değil, temel bir hak olmalı.
Çözüm sadece yeni huzurevleri açmak değil; evde bakım desteğini artırmak, mahalle bazlı yaşlı destek merkezleri kurmak ve toplumsal dayanışmayı teşvik eden sosyal politikalar geliştirmek olmalı.
***
Unutulmamalı ki, yaşlanmak kimsenin tercihi değil. Ama onurlu yaş almak her bireyin hakkı.
O yüzden...
Bugün bu sistemi görmezden gelenler, yarın aynı korkuyla baş başa kalabilir.
KEŞKE ZAMANINDA TÜLOMSAŞ'A SAHİP ÇIKILSAYDI...
ESO’nun üye firmalarının katılımıyla gerçekleştirilen "Fikir Sofrası" buluşmalarının bir sonucu olarak hayata geçirilen TÜRASAŞ Tedarikçi İşbirliği Toplantısı gerçekleştirilmiş.
***
Toplantıda, raylı sistemler alanında çalışan Eskişehirli firmalar TÜRASAŞ ile aynı masada buluşmuş.
***
Sanayi Odası Başkanı toplantıyla ilgili olarak önce, “İstiyoruz ki yeni nesil lokomotifler, tren setleri ve milli projeler Eskişehir’de hayat bulsun. Şehrin sanayicisi, mühendisi ve işçisi bu güce, bilgiye ve azme sahiptir.” diye bir değerlendirmede bulunmuş.
***
Sonuç olarak, söz konusu toplantı “Eskişehir TÜRASAŞ'a Sahip Çıkıyor” başlığıyla haber kanallarında yer bulmuş.
***
Ne yalan söyleyelim, haberleri okuyunca “Eskişehir keşke, hükmi şahsiyeti elinden alındığında şehrin asırlık firması olan TÜLOMSAŞ'a sahip çıkabilseydi.” diye düşündük.
Keşke...
Yüzyılı aşkın tecrübeyi içinde barındıran koskoca genel müdürlük, Ankara'da bir kararname ile bir araya getirilen bir oluşumun parçası yapılıp bölge müdürlüğü haline getirildiğinde sahip çıkabilseydi...
