Deprem uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, sarsıntının sıradan bir fay kırılması olmadığını belirterek bölge için dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
“Basit Bir Yüzey Kırığı Değil”
Depremin teknik çözümlemelerine dikkat çeken Üşümezsoy, Antalya Körfezi’nde yaşanan sarsıntının yüzeyde meydana gelen klasik bir fay hareketiyle açıklanamayacağını söyledi. Üşümezsoy’a göre deprem, Akdeniz ile Anadolu plakalarının karşılaşma hattında, derin yapılarda oluştu. Sarsıntının kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu ve 100 kilometreyi aşan derinlikte gerçekleştiğini vurgulayan Üşümezsoy, bunun bir yitim zonu göstergesi olduğunun altını çizdi.
Ters Faylar Alarm Veriyor
Bölgedeki tektonik yapıyı değerlendiren Üşümezsoy, Antalya ve çevresinde ters fay sistemlerinin dikkatle izlenmesi gerektiğini belirtti. Akdeniz’deki geniş ölçekli tektonik hareketliliğe işaret eden Üşümezsoy, geçtiğimiz ay Kıbrıs’ın güneyinden Girit ve Rodos hattına uzanan fay zonunda yaşanan kırılmaların, Antalya Körfezi’ndeki depremle bağlantılı olabileceğini ifade etti.
“Derin ve Karmaşık Bir Tektonik Süreç”
Prof. Dr. Üşümezsoy, Antalya’daki sarsıntının tek başına ele alınmaması gerektiğini vurgulayarak,
“Antalya Körfezi ve çevresindeki depremsellik, Akdeniz ve Anadolu plakalarının derinlerde süren karmaşık bir hesaplaşmasının sonucu” ifadelerini kullandı.
Uzmanlara göre bu tür derin depremler, yüzeyde büyük hasara yol açmasa da bölgenin tektonik açıdan aktif ve dikkatle izlenmesi gereken bir yapıya sahip olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.



