İki gün üç gece süren Assos’ta felsefe serüvenimiz tamamlandı ve pazar günü sağ salim evlerimize dönebildik. Şubat başı güneş sıcak yüzünü hep gösterirdi çoğunlukla, ancak bu kez üç gün boyunca üzerimizden hiç eksik olmadı, hepimizin içini ısıttı. Kış günlerinde yapılan felsefe toplantıları güneşle birlikte daha hoş oluyor gerçekten. Konu gitmeden önce yazdığım yazıda da belirttiğim gibi insanda özgür iradenin olup olmadığına ilişkin tartışmalardı. Toplantıda felsefe tarihi boyunca özgür irade tartışmalarının izleri takip edildi ve günümüze ilişkin çıkarımlarda bulunuldu. Felsefe yapılan tartışmanın sonucunu almak değil “tartışır olmak” olduğuna göre, aklı başında kimsenin bu toplantıdan da kesin sonuç beklemeyeceği açıktı. Öyle de oldu. Herkes kendi fikrine, düşüncesine ve aklına göre heybesine bir şeyler katarak evine dönmüştür mutlaka, kimisi az kimisi çok. Her şeyden önce özgür iradenin olabilmesi için insanın özgür olması gerekir ki, genellikle anlaşmaya varılan ilk sözcüğün “özgürlük” olması gerek, gerisi tartışılır…
Nedensellik ilkesine göre ilerleyen doğa olaylarıyla yürüyen dünyamız, dünyamızın içinde yer alan Samanyolu galaksisi, onu da kapsayan bu evreni düşündüğümüzde her şeyin belirlenmiş olduğunu gördüğümüz halde, içinde yaşayan insanın belirlenmemiş olduğunu iddia etmek akıllıca değil gibi gözüküyor. Ayrıca biyolojik determinizm diye bir olay var. Biz oluşturduğumuz sinapsların, hormonlarımızın, yapıp ettiklerimizin bir ürünüyüz. Tam tersi tek Tanrılı dinler ise; Gazali gibi Tanrısal mutlakiyetçileri dışarıda bırakırsak, her şeyin Tanrı tarafından geldiği söylemini ve kötülük problemini aşmak için insana akıl da verildiği, dolayısıyla özgür iradesi ile seçim yapabildiği dillendirir. Bilimsel olarak “insan nedir” diye sorduğumuzda, insanın aklı aracılığıyla insan olma potansiyeli taşıyan bir varlık olduğunu görürüz. İnsan beyin plastisitesi sayesinde her yaşta kendisini geliştirebilme ve dönüştürebilme olanağı taşır. Her ne kadar belirlenmiş olsa da eylem ve seçim yapabilme özgürlüğüne sahiptir. Bana göre sorun insanların yaşadıkları yörede özgür iradeleri var mıdır, yoksa yapıp istemeleri siyasal irade tarafından belirlenmiş ve sınırlandırılmış mıdır? Önce şu soru sorulmalıdır: İnsan özgür müdür?..