Bazılarının, özellikle de iktidara toz kondurmayanların, son günlerde yaşanan ekonomik kriz ve durmak bilmeyen zamları normal göstermek amacıyla ağızlarına sakız ettiği bir söylem var…
Neymiş efendim?
Her yer ağzına kadar doluymuş!
Otellerde yer bulunamıyormuş!
Alışveriş merkezlerinde iğne atsan yere düşmüyormuş!
Lüks lokantalarda yer bulunmuyormuş!
Çevreyollarında araçlar kuyruk oluyormuş!
Memlekette kriz falan yokmuş!
***
Bunları ciddi ciddi söyleyerek, insanları ülkede ekonomik kriz olmadığına inandırmak için dokuz takla atanlar,  bu ülkede 87 milyon insanın yaşadığını bir türlü anlamıyor.
Nüfusun yüzde beşi refah içinde olsa bu rakamın 4,5 milyon kişi yaptığına kafası basmıyor.
Bu refah içinde yaşayan 4,5 milyon insan sayısının, ülkedeki ne kadar Otel, AVM ve mekan varsa hepsini tıka basa doldurabilecek büyüklükte bir rakam olabileceğini idrak edemiyor.
***
Boş boş gezerken kalabalık bir kafe görüyor, iktidarı parlatan televizyon kanalından otellerin dolu olduğu haberini duyuyor, yine iktidar gazetelerindeki “AVM’ler doldu taştı” haberini okuyor…
Sonra da çıkıp “Ülkede ekonomik kriz falan yok. Her yer ağzına kadar dolu iyi mi?” diyor…
Halbuki verdiği örnekler ülkede ekonomik kriz olmadığını değil, nüfusun sadece yüzde beşinin refah içinde yaşadığını gösteriyor…
Mekanları dolu gördüğünde, 87 milyonun mekan mekan gezdiğini zannediyor zavallı!
87 milyonun dönüşümlü olarak AVM’leri doldurduğunu düşünüyor kendi çapında!
Otellerin dolu olduğunu duyduğunda 87 milyonun tatil yaptığına inanıyor ciddi ciddi!
***
İktidara toz kondurmayacak ya kendince…
Çevresindekileri yaşananların normal olduğuna inandırmaya çalışacak ya aklınca…
Yüzde beşi gösterip 87 milyon nüfusun keyfinin yerinde olduğu sonucunu çıkartacak ya sivri zekasıyla…
İşte tam da bunu yapıyor…
Üstelik…
Ne utanıyor ne de sıkılıyor?
 

alışveriş

********

PARTİLERDEKİ KAFA YAPISI BU İŞTE!

MHP Tepebaşı ilçe kongresi yapılıyor.
Seçimlerin de yer aldığı kongrede oy kullanan 87 kişi var.
Bu 87 kişiden 37’si boş oy atıyor.
***
Kongreye katılan Genel Başkan yardımcısı İzzet Ulvi Yönter bu manzara karşısında isyan ediyor.
“Bu parti bizim. Bu dava bizim. Boş oy demek yoksun demek. Boş oy vermek ne demek? Ben geve uyuyamadım. Genel başkanım gidince bana soracak. Bu ne diyecek? Ne söyleyeceğim kendisine? Sizden istediğim diğer kongrelerde boş oy istemiyorum”
***
Bir kongrede 87 kişiden 37’si boş atmışsa, bunun anlamı gayet açıktır.
Bu durum açıkça:
“Bizler artık sizin işaret ettiğiniz, talimat verdiğiniz, “seçin” dediğiniz kişileri seçmek istemiyoruz. Biz artık şehrimizde ve ilçemizde kimlerin başkan kimlerin yönetici olacağına kendimiz karar vermek istiyoruz.” demektir.
***
Ama gelin görün ki genel başkan yardımcısı bu olaydan bu anlamı çıkartıp endişelenmek yerine, delegeler talimatı tam anlamıyla yerine getirmediği için genel başkana nasıl hesap vereceğinin endişesine düşmüş!
***
Ne diyelim?
Sırf bu olay bile partilerdeki genel başkan hegemonyasının ve anti demokratik kafa yapısının ne boyutta olduğunu açıkça ortaya koyuyor…

mhp-3
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

ÇEVREYOLU ÜZERİNDEKİ DÖNÜŞLER İÇİN EK ŞERİT İSTİYORUZ…

Berk Dilek yazmış yakınmayı…
Çevreyolu üzerinde oluşabilecek büyük bir tehlikeye dikkat çekiyor.
Söylediği şu:
“Bursa çevreyolunda hakimiyet sokağına kesişim  noktasında, Ayten Usta ve Yunus Emre hastanesine giden sokağa dönecek araçlar mecburen sağ şeride yanaşıyor. Arkadan gelen Tır ve diğer araçların korna ve fren sesleri ile her gün kaza olma ihtimalleri yaşanıyor. Bazen kazalarda oluyor. Karayollarına dönüş için  ek şerit yapılması için talepte bulunduk ancak olumsuz geri dönüşü aldık. Aynı sorun Bursa yolunda Baksan köprüsüne geçişte de yaşanıyor.  Köprüye dönecek araçlar çevreyolunda sağ şeridi kapatıyor. Yine kaza riskleri oluşuyor. Karayolları ek şerit yapılmasını talep ediyoruz. Bu talebimizi dile getirmenizi istiyorum.”
İlgililerin bilgisine sunulur…

çevreyolu