Biz okullarımızda yerli malı haftalarının düzenlendiği bir eğitim sisteminden geliyoruz.

Birinci Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik dar boğazın kurtulmak için;  Atatürk başkanlığında iktisat kongresi toplandı. Bu kongrede 'Ülkenin bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve kullanılması' yönünde karar alındı.

****

O günden bu güne kutlanan yerli malı haftasının adı 1983'de değişti ve 'Tutum, Yatırım ve Türk Malları haftası' oldu.

Ana tema; yerli malı kullanmak, yerli mallarına yatırım yapmak ve tutumlu olmak, savurganlık yapmamaktı.

Ancak, gayr-i milli ekonomik politikalar yüzünden,

Üretim maliyetlerinin artışı ile yerli malı 'out' oldu.

Gümrük vergileri düşürülen Yabancı mallar 'in'

****

Biz gözü dışarıda olmayan bir kuşaktık.

İlkokullarda her Aralık ayında yerli malı haftası düzenlenirdi.

Hepimiz evlerimizden getirdiğimiz meyve ve kuru yemişleri sererdik ortaya.

Kimimiz elma getirirdi, kimimiz portakal mandalin, muz getirenler de vardı.

Fındık, fıstık ve rengarenk boyalı şeker kaplamalı leblebiler.

Toplananları öğretmenlerimiz eşit şekilde dağıtırdı.

Eskiden önemli bir gündü.

Günün anlam ve önemi üzerine haberler yapılır, makaleler yazılırdı.

Sloganı bile vardı.

'Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı.'

****

Yerli malı kullanmıyoruz, yabancı malları el üstünde tutuyoruz.

Tutumlu değil, aksine savurganız.

Elimizdeki ile yetinmeyi bilmiyor, daha büyük ev, üst segment telefonlar ve yeni model otomobiller ile mal edinmenin zenginlik olduğunu sanıyoruz.

İhtiyacımızdan fazlasını alıyoruz.

****

Sonra; yetkili birisi çıkıyor.

Tasarruf konusunda bilimsel bir öneride bulunuyor.

"Kombiyi kısın"

Biz kombiyi kısacağımıza siz tutumlu olsanız, israf etmeseniz.

Azla yetinebilseniz.

Eğer toplumsal bir tasarruf eylemi başlatılacaksa, bu alttan değil, en üstten başlamalı.

Tasarruf yapmayanlar, halka tasarruf yapın, kombinizi bir derece kısın diye öğüt vermemeli.

 

 

GAZETECİ, ŞAİR VE HALKÇI... 

Bülent Ecevit; sıra dışı başbakanlardan birisiydi.

Halkçı bir siyasetçi, gazeteci, şair ve yazardı.

Mütevazi bir yaşam tarzı vardı.

5 Kasım 2006'da yitirdik, şair, gazeteci ve halkçı başbakanı.

Siyasi çalkantıların arttığı ve sağ-sol çatışmalarının yaşandığı bir dönemde 4 kez başbakanlık yaptı.

****

12 Eylül 1980 darbesi üzerine askeri darbelerin antidemokratik olduğunu söyleyerek darbeye karşı durdu.

Hapse atıldı.

Siyaset yasağı kondu.

Gazeteciliğe geri döndü ama; çıkardığı dergi, askeri yönetim tarafından kapatıldı.

****

Yasaklı olmasına rağmen eşi Rahşan Ecevit'in başkanlığında DSP'yi kurdu.

90'ların sonunda DSP solun en güçlü partisi oldu.

15 yıl önce, yitirmiştik Ecevit'i.

Sevgi ve özlemle anıyoruz.