"Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler, ağzına dolar insanın. Sussan; acıtır, konuşsan; kanatır." Oğuz Atay
Bir övünme psikolojisi var bizde. Atası ile geçmişi ile tarihi ile övünen bir milletizdir. Fakat tarihinin yaptıklarını taşıyamayan, geliştiremeyen pasif bir halimiz vardır ama bunu bir türlü görmeyiz. Her geçen gün teknoloji geliştikçe bizler biraz daha küçülmüşüz. Övündünüz tarihimizle yeniliklere kapılarımızı kapamışızdır. Teknolojiye sırtımızı dönmüş her yeni buluşa "Yavur" icadı demişiz. Hala bir miskinlik söz konusu üzerimizde ve bunun telafisi için de hiç bir şey yapmıyoruz. Allah hiç bir Irkı kutsamamıştır. Bunuda peygamberimiz defalarca dile getirmiştir.
Hz. Peygamber insanların aynı kökten geldiklerini ve üstünlüğün yalnız takva ile ölçülebileceğini belirtmekle yetinmeyerek, Allah'ın insanları ırklarına göre değerlendirmeyeceğini de ısrarla vurgular. Bir hadislerinde, "Allah kıyamet günü sizin soyunuzdan-sopunuzdan sormayacaktır. Şüphesiz Allah katında en üstün olanınız kötülüklerden en çok sakınanınızdır" buyurmuştur. Aynı anlam diğer bir hadiste de şöyle dile getirilir: "Allah sizin mallarınıza ve şekillerinize bakmaz; fakat O sizin kalblerinize ve amellerinize bakar." Bütün bu gerçek ve uyarılar karşısında ırkçılık davası güden kişinin Müslümanlık iddiasının bir anlamı yoktur. Hz. Peygamber: "Irkçılık davasına kalkışan bizden değildir, ırkçılık üzerine savaşa girişen de bizden değildir."
Şunu unutmayalım: bu dünyaya gelişimizde bizlere: "hangi ülkede doğmak istersiniz" sorusu sorulmamıştır. Irkımızı, tenimizi, dinimizi seçme özgürlüğümüz olmamıştır. Onun için kimseyi Irkı, ten rengiyle değerlendiremezsiniz. Dikkat ederseniz bu değerlendirmeye dini katmıyorum. Çünkü inançlar; Allah ve kul arasında olan bir ilişkidir. Yaratılan doğruyu bulmakla yükümlüdür. O aklına ve mantığına hitap edecek dini sonradan kendisine seçer. Yanlış veya doğru bir seçim yapma özgürlüğüne sahiptir. Irk dediğin, ten rengi dediğin şey ne? Senin yaratılış şeklin! Hala şekillerde boğulup duruyoruz. Oysa hepimiz bir Adem'den türemişiz be cancağızlarım. Teferruatlarla uğraşırken özü kaybettiğimizi, insanlığımızı yok ettiğimizi görün artık!