"Kendine gel! Seni orada bekliyorum." diyor, Özdemir Asaf.

Herkes bir beklenti içinde…

Kimi gör beni, kimi duy beni der
Kimi ilgi kimi sevgi bekler.

Herkes bir şeyler bekler…

Kimi kuşları, kimi aşkı, kimi sonsuz bir deryayı…
Kimi de masmavi bir gökyüzünü bekler…

Öteki, sevmeyi sevilmeyi…

Kimi de;
Seneleri,
Düşleri,
Parayı pulu,
Gücü,
Neşeyi,
Umutları,
Hoşgörüyü,
Sağlığı,
Huzuru,
Merhameti,
Mutluluğu bekler.

Ama herkes;
Özlemle yoğrulmuş hayatın mükafatını bekler.

Herkes beklenti içinde yaşayıp gidiyor velhasıl…

“Beklenti bedene ait, umut ise ruh ile ilgilidir” der, John Berger.

Kimin neye ihtiyacı varsa onu bekler.

Çünkü dertler dünya kadar…
Özlemler de bir o kadar…

Kör kalınmış ise gerçeklere
Yabancı kalınmış ise her şeye
Öylece tutunur insan geleceğe…
Belki de gerçeğe.

Sonu gelmez beklentiler içinde,
Yetişmek mümkün değilse de
Sınırsız olanak bekler yinede herkes.
Bekler… Bekler…
Beklentiler uzayıp giderken.

Lakin şair der ki;
"Beklentiler aşka karışınca acıtır be evlat.
Çünkü asla beklediğinle karşına çıkan aynı olmaz.
Bu yüzden sevme demem ama seveceksen de.
Sol yanını ve beklentilerini koy bir kenara…"


Sonsuza uzanır ya insan, yaşayacak hikayesi varsa,
Her gün yeniden…
Yeniden doğar insan kendi içine…

Sonu gelmez beklentiler bitmez biliyorum ama
Kendine geldiğinde, seni orada bekliyor olacağım.

Çünkü herkes bir şeyler bekler.