Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde seçim öncesi Enfeksiyon Hastalıkları bölümünde bir kutlama yapılıyor.
Öğretim üyeleri, asistanlar ve bölüm görevlilerinden oluşan küçük bir grubun katıldığı kutlamaya hastane başhekimi Prof Dr Nurettin Erben de iştirak ediyor.
***
Başhekim Prof Dr Erben aynı kutlamada yer alan CHP’li Prof Dr Gaye Usluer ve diğer katılanlarla birlikte, pasta kesimi sonrası elleriyle kalp işareti yaparak fotoğraf çektiriyor.
***
AK Parti içinde bir grup, elle yapılan kalp işaretinin Millet İttifakı sembol işareti olduğunu ileri sürerek kıyameti koparmaya başlıyor.
***
Bu durum AK Parti çevresinde ve özellikle de Sağlık Sen başkanı tarafından köpürtülünce, sosyal medya üzerinden yoğun bir şekilde üniversite rektörüne “Bu duruma niye sessiz kalıyorsun? Başkekimi niye görevden almıyorsun?” baskısı yapılmaya başlanıyor.
***
Rektör, Başhekim Erben’in aynı zamanda Nabi Avcı’nın uzaktan akrabası olması nedeniyle durumu idare etmeye, “Görevden al!” baskısını seçim sonrasına ötelemeye çalışıyor.
***
Seçimin hemen ardından yani, geçtiğimiz Cuma akşamı hastane başhekimi Prof Dr Erben’i arayan Rektör “Üzerimde çok baskı var. İstifa et!” diyor.
***
Bunun üzerine Hastane başhekimi Prof Dr Nurettin Erben başhekimlik görevinden istifa ediyor.
***
Nurettin Erben istifa edince yardımcıları da “Hocam siz yoksanız biz de yokuz” diye istifa Etme kararı alıyor.
Bu kez onlara aynı çevreden “Öyle kafanıza göre istifa edemezsiniz” baskısı yapılıyor ama iki kadın başhekim yardımcısı buna rağmen görev almama konusunda ısrarlı olduklarını rektörlüğe bildiriyor.
***
Sonuç olarak…
AK Parti içinde bir grup ve AK Partiye yakın bir sendika başkanının baskısı, eliyle kalp işaret yaptığı ve bu işaretin Millet İttifakı sembolü olduğu gerekçesiyle koskoca hastane başhekimi istifa ettiriliyor!
Rüşvet yok, zimmet yok, görevi kötüye kullanma yok, baskı yok, zulüm yok, yok da yok…
İstifayı gerektirecek tek şey: belki de gayrı ihtiyari eliyle kalp işareti yapmış olması…
Ve bu anlattığımız olayların tümü, küçük bir sağlık ocağında falan değil,  bölgenin en büyük kapasiteye sahip koskoca üniversite hastanesinde yaşanıyor iyi mi?
başhekim
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


BUNUN ADI: BÜROKRATLARIN KISA YOLDAN TERFİ ETME UYANIKLIĞI!

Vilayetin de onayı ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İl Müftülüğü “Eğitimde iş birliği” protokolü imzalıyor.
***
Bu protokol çerçevesinde Liseler, Ortaokullar, İlkokullar ve anaokullarına imamlar gönderilmeye başlandı.
***
Görevlendirilen imamların öğrencilere manevi ve ahlaki değerleri benimsemeleri için eğitimler vermeleri planlanmış.
***
Halbuki okullarda Din Bilgisi ve Ahlak dersi öğretmenleri görev yapıyor.
Müfredat kapsamında verdikleri derslerle tam da imamların yapacağı söylenen işi yapıyor.
***
Hal böyleyken; “böylesine radikal sayılabilecek, amacını aşması muhtemel, toplumun büyük bir kesiminde de tepki çekecek böyle bir karara ve böyle bir protokole ne gerek var ki?” diye düşündük önce.
Ardından da…
Yıllarca bürokrasinin üst kademelerinde görev yapmış bir dostumuza, böyle bir uygulamaya neden gerek duyulmuş olabileceğini sorduk.
Söylediği şu:
“Bazı bürokratlar kısa yoldan yükselebilme adına, iktidarın hoşuna gidecek bu gibi bazı radikal uygulamalara başvurur. Amaç: toplumun bir kesiminin tepkisini almak ve bu sayede iktidarın gözüne girmektir. Böylece iktidarın kendisine sahip çıkacağını ve terfi edeceğini planlar. O yüzden hangi bürokrat, iktidarın düşüncesini yansıtan hangi radikal kararı, toplumda tepki göreceğini bile bile ve fütursuzca hayata geçirebiliyorsa, bilin ki o bürokrat kısa yoldan terfi etme niyetinde ve peşindedir.”
SENDİKA
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

NASIL OLSA KİMSE “NEREDEN BULDUN?”DİYE SORMUYOR Kİ!

-Adamın yaptığı iş belli, cirosu belli, karı belli.
Öyle bir yatırım yapıyor ya da bir mülk alıyor ki, benim diyen zengin alamaz!
***
-Adam memur, çalıştığı yıl belli, aldığı maaş belli.
Öyle bir mal varlığına ulaşmış ki, zannedersiniz fabrikalar sahibi!
***
-Adam daha düne kadar geçimini kıt kanaat sağlayan, vasat bir hayat süren biri…
Ne oluyorsa oluyor, altında rüyanızda bile göremeyeceğiniz bir otomobil çekiyor, önünden bile geçemeyeceğiniz bir villayı satın alıyor, en lüks mekanlarda para saçar hale geliyor.
***
Örnekleri daha da çoğaltabiliriz.
Sözün özü…
Çevremizde birden parayı bulanlar var.
Nereden bulduklarını bilemiyoruz.
Çünkü…
Artık “Nereden buldun?” diye bir yasamız yok.
Olmadığı için de miras kalmayan, piyango çıkmayan ve koşacak atı da olmayan bu insanların bu parayı birden nasıl bulduğunu da bilemiyoruz!
Ne diyelim?
Birileri “Nereden buldun?” diye sormayınca onlar da o parayı bir yerlerden buluyor herhalde…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,