Bir kaç gün önce "Büyükerşen'in Cehennemi" başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazıda Dante'nin ünlü eseri İlahi Komedya'ya da yer vermiştim.

Bilmiyordum, yeni öğrendim...

İlahi Komedya'nın Eskişehirle bir bağlantısı var!

-Hadi canım, ne ilgisi var, dediğinizi duyar gibiyim...

Şöyle bir ilgisi var, "İlahi Komedya'yı" İtalyanca'dan Türkçe'ye çeviren ilk kişilerden birisi Eskişehirli...

Devlet Hastanesi başhekimlerinden Dr. Feridun Timur, 1960'lı yıllarda "İlahi Komedya'yı" Türkçeye çevirmişti.

Ünlü edebiyatçı Doğan Hızlan, ne zaman Eskişehir'e gelse bu olaydan bahsederdi.

Hızlan, Eskişehir ile ilgili bir yazasında "ilahi Komedya ve Feridun Timur" ile ilgili şu görüşlere yer vermişti:

-O zaman Altın Kitaplar Yayınevi'nin yönetmeniydim. 1960'ların sonunda Çevirmen Dr. Feridun Timur'la konuşmaya gelmiştim.

Dante'nin ünlü İlahi Komedya'sını Türkçe'ye çevirmişti, yayın anlaşmasını Eskişehir'de imzalamıştım. Gece İstanbul'a dönüş trenini beklerken, Buruk Acı filmiyle vakit öldürmüştüm.

İlahi Komedya'nın anlaşması Eskişehir'de imzalanmıştı...

Dahası var, yazarın vakit öldürdüğü "Buruk Acı" filmdeki şarkının sözlerini yazan Sennur Sezer'de Eskişehirliydi...

Feridun Timur mu? Çok sağlıklı yaşadı...

Sanırım 15-16 yıl önce kendisine bir araba çarptı. Ağır yaralandı ve yaşamını yitirdi....

Çarparn otomobil mi?

Tahmin ettiğiniz gibi, italyan marka bir otomobildi...

SEMERİNE TAPAN EŞEK

Dinlediler

Tarihin kart sesini

Tahta kulaklarıyla

Emdiler taş memesini

Öpüştüler öpüştüler

Demir dudaklarıyla

Ölçüler boyutlarını

Sırtlarındaki yararın

Tarihsel zaman ile

Eni bin yıl

Boyu bin yıl

Derinliği bin

İşte kırık bir miğfer

Bir ceket düğmesi

Bir araba tekerleği

Şişmiş bir at

Ses kırıkları bir kralın

Karpuz kabuğuyla yan yana

Yüzüyor kanlı suda

Susamıştır şimdi

Kendi kokusuna bir çiçek

Özlemiştir

Kuş kuşluğunu

Böcekliğini böcek

Pahalı bir renge boyanmış

Semerine kapan eşek

Ali Yüce

FİŞLEME!

CHP Eskişehir Milletvekili cemal Okan Yüksel, TBMM Genel Kurulu'nda "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu" hakkında konuşmuş...

Kanunu kısaca şöyle özetlemiş...

-Bu kanunun adı fişleme kanunu olsaymış daha iyi olacakmış!

Yüksel'in eleştirilerini doğru bulmuyorum...

AKP'den önce vatandaş kanunsuz şekilde fişleniyordu!

Şimdi "Fişlememiz kanuni olacak"

İktidarın hizmet hanesine bunu da yazmak gerekir!

------------

ÖKSÜZ ERKEK

ÇOCUKLARI

"Ölüm Allah'ın emri ayrılık olmasaydı" demiş şair...

Sabah gazeteye geldiğimde meslek büyüğümüz Şaban Bağcı'nın annesi Zekiye teyzenin vefat ettiği haberini öğrendim...

İçim burkuldu...

Uzun zamandır görmesem de, kendisini tanırdım...

Birlikte evine gittiğimizde, Şaban Bağcı'ya hala 18 yaşında erkek çocuğu muamelesi yapardı...

Gerçi erkek çocukları annelerinin yanında pek 18'inden gün almazlar...

İster istemez merak ettim, kafama takıldı...

Zekiye Teyze kaç yaşındaydı...

Hesap edecektim...

Şaban abi 1958 doğulmuydu... Hesapladım tam 58 yaşındaydı.

Alın yazısı ya da kader diyoruz...

Kim bilir alın yazımızharflerden değilde rakamlardan ibaretti. 1958 doğumlu, Bağcı 58 yaşında annesini yitirmişti.

Zekiye teyze mi ?

İyi ve güzel yaşadı 83 yaşında aramızdan ayrıldı...

Kız çocuklarını bilmem ama...

Erkek çocukları ister 10 yaşında olsun ister 60 ister 70...

Annelerini kaybettiğinde hep öksüzdür, hep yetimdir!

Merhumeye Allah'tan rahmet, Şaban Bağcı başta olmak üzere tüm ailesine başsağlığı diliyorum...

----------

DÜŞÜNMEK Mİ

HAYAL ETMEK Mİ?

Düşünmekle, hayal etmek farklıdır...

Düşünme aklımızın işidir...

Hayal ise zevktir...

Victor Hugo, şöyle diyor:

-Düşünme yerine hayal etmek, zehiri besinden ayırt edememektir
.../...

Bana göre hayal kurmak, düşünmekten iyidir...

Malum, düşünmek ağır işçilik!