Önce sosyal medyadan bir fıkra/anekdot karışımı alıntıyla başlayalım bu kez. Fransız ihtilali sırasında üç kişi giyotinle idama mahkûm olur. Bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçidir. İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar: Son sözün nedir? Ben Allah’a inanıyorum, o beni koruyacaktır, deyip “Allah... Allah... Allah...” diye üç kez haykırır. Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. Halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır: “Onu serbest bırakın!..” Böylece papaz idam edilmekten kurtulur... Sıra hâkime gelir, ona da sorarlar: En son sözün nedir? Ben papaz gibi Allah’a inanmıyorum, ama adalete güveniyorum. “Yaşasın Adalet... Adalet... Adalet...” Giyotini indirirler, giyotin hâkimin de boynuna birkaç santim kala durur. Bunun üzerine insanlar tekrar şaşırırlar ve yine haykırırlar: “Onu da serbest bırakın!..” Böylece hâkim de boynunun kesilmesinden kurtulur... Sıra fizikçiye gelir. Ona da son sözünün ne olduğunu sorarlar. Bilim adamı fizikçi, ben ne Allah’a inanan bir papazım ne de adalete güvenen bir hâkim. Bildiğim tek şey şudur ki; Giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor. Görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler. Düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar…
Toplumdaki "düğümlere" ve “sorunlara” işaret edip gerçekleri söylemenin bazen acı sonuçları olabilir!.. Gerçeği söylemeye cesareti olanlar, bedel ödemeyi de göze alanlardır…
Giordano Bruno dünyadan başka pek çok gezegen bulunduğunu söylediği için 1600 yılında Katolik Kilisesi’nin kararıyla Roma’da yakılarak öldürüldü. İşin tuhafı Bruno tanrıyı reddetmiyor, Tanrı ile evrenin iki ayrı cevher olduğuna karşı çıkarak bunların aynı gerçeğin iki farklı yansıması olduğunu iddia ediyordu. Bugün Roma’da yakıldığı alanda Campo de Fiori meydanın tam ortasındaki bronz heykel bu meydanda diri diri ateşte yakılan filozof Giordano Bruno'ya aittir. Galilei Galileo engizisyonun pençesinden kurtulduktan sonra görüşlerini savunmaya devam etti. Yazdığı bir kitapta engizisyonun işkenceleri altında imzaladığı itirafnameyle ters düşerek dünyanın güneş etrafında döndüğü fikrinde inat edince de 1633 yılında 7o yaşındayken ömür boyu hapse mahkûm edildi. Hapisteyken kör oldu ve 1642’de hücresinde hepimizin etrafında döndüğü güneşi bir kere bile göremeden hayata gözlerini yumdu. 1992’de Vatikan bir bildiri yayınladı. Bu bildiriye göre dünya güneşin etrafında dönüyordu ve dini bütün bir Hristiyan olan Galileo’dan özür diliyorlardı. Charles Darwin’in evrim teorisini insanın maymundan geldiği iddiasıyla özdeşleştirmeye çalıştılar. Bütün bunlara karşın Darwin’in türlerin kökenini anlatan kitabı, dünyanın en çok okunan kitaplarından birisi oldu ve kendi zamanında bile çok yandaş buldu. Anglikan Kilisesi 126 yıl sonra Charles Darwin'den özür dilemek zorunda kaldı…
İnsan yaşamı gerçekten çok kısa. Hiç ölmemekte böyle bir şey…