’’Politikacılar dünyanın her yerinde aynıdır, nehir olmayan bir yere köprü yapacaklarına söz verirler.’’ demiş, N. Khrushchev.

Siyasilerin oy uğruna verdikleri bazı ütopik söz ve vaatler, hayal gücünün sınır tanımaz çekiciliğini gölgede bırakırken, gün geçmiyor ki trajikomik yeni bir vaatle karşılaşmayalım.

Bazen politikacının ikna kabiliyeti ağır basarken, bazen de toplumun sorgulama yetisi devre dışı kaldığına şahit oluruz.

Kimi zaman popülizmin etkisi ağır basarken, kimi zaman da korku, öfke, ekonomik eşitsizlik, düşman yaratma, toplu psikolojik yönlendirme ve duygusal bağ gibi etkiler, politikacıların illüzyonist vaatlerinde karşılık bulur.

Sadece bu gün değil, tarih boyunca yönetenlerle yönetilenler arasındaki bu tahterevalli, bir aşağı bir yukarı inip çıkmaya devam ederken…

Yakın siyasi tarihimizin son 40 yılında, trajikomik birçok seçim vaadine tanıklık etmiş biri olarak, sathı-maline girdiğimiz yerel seçim öncesi, adayların zaman zaman ipin ucunu kaçırdıkları görülür.

Geçmiş dönemlerde, Türkiye siyasetine damga vurmuş liderlerden birkaç hatırlatma yaparak, yeni dönemin vaatlerini kıyaslama şansımız olsun.

Bu kadar da olmaz demeden önce, aklınıza gelecek yüzlercesini bulabilirsiniz.

Biraz komedi biraz trajedi ama yüksek bir oranla, noktasına virgülüne inanan toplum, yeni vaatlere inanmaya devam edecek gibi görünüyor.

Demirel; ''kim ne veriyorsa beş lira fazlasını vereceğim'' demişti.

Tansu Çiller; ‘’herkese bir ev bir de araba olmak üzere, iki anahtar vereceğim.’’

‘’Her mahallede yüz trilyoner olacak’’

‘’Her köylüye traktör’’ vereceğim demişti.

Siyasetçinin biri de ‘’iktidara gelirsem ofsayt illetini kaldıracağını ve direkler arasındaki mesafeyi arttıracağını vaat etmişti.

Diğeri mazot’u 1 Lira yapacağını.

Bir diğeri asacağını,

Ötekisi hortumları keseceğini…

Diğeri ise biz iktidara gelirsek bir tane fakir fukara kalmayacağını söylemişti.

…                                     

Sonra, verin yetkiyi görün etkiyi derken.

Geldiğimiz nokta ortada…

Siz siz olun her söylenene inanmayın ama her şeye rağmen…

Nehir olmayan yere köprü yapan politikacıların bol keseden vaatleri değil.

Bütün mesele, akmayan nehrin köprüsünden, sessiz sesiz geçtiğini sanan güzelim insanların sükunetindendir.