15. Mart. Apartmanın altıncı katındaki mutfak penceresinin önündeyken havada birden çokça kalabalık kuşları görünce korkmadım diyemem! Aklımızda deprem olduğu için, hayvan davranışları insanları ürkütüyor.  acaba mı? Derken kuşların geçmesi bitmek bilmeyince,devam ededemiyordu. beBerken ben de daha dikkatli bakmaya başladım. Ben bu yaşa geldim bu kadar çok kuş görmedim, derken.... Kuşların Leylek olduğunun farkına vardım. Demek ki göç yolu Eskişehir’denburadan geçgeçiyormuş. Ben izliyorum onlar da bitmek bilmeden camın önünden geçiyorlar. Eşime seslendim. ‘Gel bak! Leylekler havada’ diye güldüm. Millet bi tane leyleği havada göreyim derken,  biz binlercesini önümüzden merasim uçuşu yapyapıyor. arken izliyoruz. Herhalde bu yıl dünya turuna çıkacağız dedim.

Sonrada Leylekler hakkındaki sözler aklıma geldi. Ççocukluk çağımızda sorduğumuz soru aklıma geldi! Hatırladınız mı?   
“Anne, ben nasıl dünyaya geldim?”
“Leylekler getirdi yavrum.” 
Bu bizim neslin aldığı cevaptı! Çocuk aklımızlada buna inanırdık. Bu neslin çocuklarına söyleyebilir misin? 

Leyleklerin birbirlerine yardım etmesi ve yiyeceğini etrafındaki diğer leyleklerle paylaşması nedeniyle, İbranice leylek sözcüğü “erdemli, adaletli ve merhametli” anlamına gelen Hasid kelimesi ile anılırtanınır. Yalnız leylekler mi? Tüm hayvanlar adaletli i ve paylaşıcı. Bize örnek oluyorlar ama bizim maddi yanımız kabul etmiyor. Leylekler, özellikle Türkiye’de en sevilen hayvanlardan biridir. Öyle ki, leyleği havada görenlerin o yıl çok seyahat edeceğine, evinin çatısına leylek konanların da yakın zamanda ev sahibi olacağına dair inanışlar mevcut. Bu güzel kuşun yani Leyleklerin; östaki boruları yoktur, bu yüzden sesleri de yoktur. Yuvalama yaparkendönemlerinde gagalarını birbirine vurarak lak-lak diye iletişimlerini sağlarlar. Onun için bizim toplumumuzda anlamsız konuşanlar için ‘Lak-Lak etme’ derler. Bu sıkıntılı günlerimizede biraz ilaç olsun diye yazdım.istedim.