Yeni yılın ilk verileri geldi.
Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belliydi.
Eskişehir Türkiye'de vakaların en çok arttığı birinci il oldu.
Eskişehir bir önceki haftaki vaka sayısında yüzbinde 825,92'den 1359,54'e yükseldi.
Eskişehir akademisyenler açısından bir araştırma konusu olabilir.
Çünkü; Eskişehir 18 yaş ve üstü nüfusta en az iki doz aşı yaptıranların oranının en yüksek olduğu 10 il arasında yüzde 85 ile 7. sırada bulunuyor.
****
İstanbul'da hamsi festivali vardı.
Binlerce kişi kuyruktaydı.
Eskişehir'de de şubat başında 'sucuk festvali' var.
Yüzbinlik haritada İstanbul Eskişehir'den sonra ikinci sırada.
Festivaller, kongreler, toplantılar kısıtlanmadan devam ediyor.
Herkes kendini saldı.
Salgını akışına bıraktı.
Aşılılar aşısızlar ayrımı bitti.
Herkes içiçe yaşıyor.
Bundan böyle belirti göstermeyene test yok.
****
İstanbul hariç diğer illere göre Eskişehir uçuyor.
Peki; alınan bir önlem var mı?
Ne bekleniyor.
Haftalık vaka sayısının 2-3 bine çıkması mı?
****
Bu arada Sağlık Bakanı güncel veriler üzerine konuştu.
Daha doğrusu Twit attı.
O twitten kimse bir şey anlamadı.
Bakan Koca, "Salgının her döneminde olumsuz propagandalar yapıldı. Aslında bir 'salgın' olmadığı veya durumun kat kat fazla kısıtlama gerektirdiği iddia edildi. Süreci makul şekilde yönetme çabası ise bizi bugün normale yaklaştırdı. Ne endişe ne gevşeme! Tedbirle, aşıyla bugünü de aşacağız." 
Normal olan ne acaba?
Bir hafta içinde iki katına çıkan vaka sayısı mı?
Ölümlerin artması mı?
Bazı önlemlerden vazgeçilmesi:
Test ve bazı kısıtlamaların geri çekilmesi mi?


KÖK SALANLAR... 
Odalar ve dernekler için kongre dönemiydi.
Koltuklarına kök salan pek çok başkan yeniden aday oldu ve yeniden başkan seçildi.
Demokratik seçime saygı bir yana; bazen eskileri yenilemek gerekmiyor mu?
Kimisi 5-6 dönemdir bazıları daha da uzun zamandır başkanlık yapıyor.
Adam aynı koltukta 15-20 yıldır oturuyor.
Cumhurbaşkanı bile iki kez seçilebiliyor.
Ama; sivil toplum örgütlerinin başındaki kişiler için böyle bir kriter yok!
****
Sadece oda ve dernekler değil.
Siyasi partilerde de durum aynı.
Ne süre engeli var, ne de yaş.
Devlet Memurları 65 yaşını doldurunca yaş haddinden emekli ediliyorlar.
Ama; bu yaşını almış politikacılar için geçerli değil.
Onların siyasi ömrü ve başkanlığı ölünceye kadar.