"Türk ordusu Eskişehir'i boşalttıktan sonra, Yunan elini kolunu sallayarak girdi buraya. Aylardan Temmuz, Eskişehir'de zerdali vaktiydi. Yunan ordusu dağınık, perişandı…

………..

 İlk günler Aşağı Mahalledeki çarşının dükkanlarını yağmaladılar. Kurşunlu caminin Menzilhanesini erzak deposu, Aşhaneyi mutfak yaptılar. Semahane Yunan askerleriyle doldu…

…….

Kumandanlar Fransız mektebine, Doğaloğlu hanı ve diğer büyük binalara yerleştiler. Odunpazarı’ndaki Turan Numune Mektebi hastane oldu. İşgalden iki gün önce Ankara yönüne göçmüş zenginlerin evlerine yerleştiler…

…..

Bütün evlere beyaz bayrak asın’ dediler, astık. ‘Gece dokuzdan sonra sokağa çıkmayın’ dediler, çıkmadık. Bahçe duvarlarına delik açtık, sokağa çıkmadan birbirimize gidip geldik."

…………..

Yukarıdaki satırlar ünlü yazar Suzan Albek’e ait…

……….

Yunanlılar 20 Temmuz 1921’de Eskişehir’i girmişler, 2 Eylül 1922 tarihine kadar 400’den fazla gün işgali sürdürmüşler…

…….

Peki, gittiklerinde arkalarında nasıl bir Eskişehir bırakmışlar?

……

Bunun cevabını ise Anadolu’da Yeni Gün gazetesi muhabiri yazmış:

Eskişehir'e girdiğimiz zaman ( 2 Eylül akşamı) otomobilimiz yamadan görülmez bir hale gelmişti…

…..

Tam manasıyla eski Osmanlı İmparatorluğu’nu andırıyordu. Birçok harabelerden geçtikten sonra yine o harabeler arasında durduk, pekiyi bildiğim Eskişehir'i hiç tanıyamayacak bir halde buldum…

……

Düşman kasabayı hemen baştan aşağı yakmış. Otomobilimiz Köprübaşı denilen mevkide durmuştu. Etrafımız yanan dükkan, mağaza ve evlerin siyah ve korkunç enkazıyla sarılıydı…”

………...

Kurtuluş Savaşı’nda beş önemli muharebe yapıldı. Bunlardan üçü Eskişehir’de yaşandı…

…………..

Ve bugün kentimizin kurtuluşunun 99’uncu yıldönümü…

………..

Ne mutlu Türküm diyene…

………….

Ne mutlu Eskişehirliyim diyene…

………….

BUNLARI DENETLEYEN YOK MU?

Fuat Keskin adlı okurumuz whatsapp hattımıza bir yazı göndermiş…

…………

Diyor ki ‘ Ben sokaklarda çöp bidonlarından atık toplayan göçmenlerden şikayetçiyim. Çöp bidonlarını talan ediyorlar, yerlere dağıtıp gidiyorlar…

………

Gecenin bir vakti yüksek sesle Arapça şarkılar söyleyip mahalleyi rahatsız ediyorlar…

………….

Keza trafikte de tehlikeli oluyorlar. Aynı motosikletli kuryeler gibi nereden çıktıkları belli olmuyor…’

………..

Bunları denetleyen yok mu?

……….

KARİKATÜR

……………

GÜNÜN SÖZÜ

……………..

TEMEL’İN KÖŞESİ

Temel’in kangal cinsi köpeği kaybolur. Dursun, Temel’e gazeteye ilan vermesini söyler. Kafasını kaşıyan Temel ‘Ula bu Kangalların akıllı olduklarını bilirdim ama gazete okuyacak kadar tahsilli olduklarını hiç duymamıştım’ der…