Hepimizin temennisidir...
-Eskişehirspor'a siyaset bulaştırılmasın...
-Siyasetçilerimiz bile hem karışırlar hem de "aman siyaset karışmasın" derler.
Ne yazık ki, futbolun artık siyasetin dışına çıkması mümkün değil...
Şehir takımlarının futbol kulüpleri siyasiler için bulunmaz nimet.
Getirisi çok olduğu gibi, götürüsü daha fazladır.
Siyasetçiler genelde "getiri kısmını" severler.
İktidar partisi AKP'de Eskişehirspor'a çok büyük katkılar sağladı. En başta Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın emekleri unutulamaz.
Eskişehirspor'un Süper Lige çıkmasındaki "aslan payı" Kemal Unakıtan'ın...
Unakıtan'ın bu desteklerinden dolayı Eskişehirliler tarafından büyük bir sevgi ve saygıyla anılmaya devam ediyor...
AKP, Türkiye'nin bir çok şehrinde yeni stadyumlar yaptı.
Eskişehir'de de stadyumun yapımı sürüyor.
Stadyumların açılışlarında büyük coşku yaşanıyor. İktidar partisinin temsilcileri "bol alkış" alıyor...
Son örnek Bursa stadyumunun açılışı oldu.
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar açılışa katıldı...
Peki Eskişehir'deki stadyum bittiğinde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Milletvekilleri Harun Karacan, Emine Nur Günay ve il başkanı Dündar Ünlü, "bol bol alkış alır mı?"
Eskişehirspor, mevcut durumundan kurtulamayıp açılış tarihinde küme düşme potasında olmaya devam ederse....
Alkış bekleyenler...
Çok büyük protesto ile karşılaşabilirler...
Çünkü AKP, sürece müdahil oldu...
Başarı olursa alkışı hak edecekler...
Başarısızlığın da sorumlusu olacaklar!
-----
YUVADA NE OLUYOR?
Bir Tavşan önüne bir daktilo almış, tak tuk tak tuk birşeyler yazıyor. Oradan geçen bir Tilki:
- Hey Tavşan, ne yazıyorsun?
- Seçimlerde Eskişehirspor başkanı olacağım da onun senaryosunu yazıyorum.
- Ha öyle mi, çok güzel, senaryo nasıl?
- Tavşanların Tilkileri nasıl yeyip, Eskişehirspor'un dışına attığı hakkında!
- Yok canım, olur mu öyle şey, hiç Tavşanlar Tilki yerler mi?
- Olur canım, gel istersen, sana ispat edeyim. Beraberce Tavşanın yuvasına girerler. Biraz sonra Tavşan tek başına çıkar ve yine daktilosunun başına geçer, tak tuk bir şeyler yazmaya devam eder. Daha sonra oradan geçen bir Kurt, Tavşanı görür:
- Hey Tavşan, ne yazıyorsun?
Seçimlerde Eskişehirspor'a başkan olacağım da onun senaryosunu yazıyorum
- Ne hakkında?
Tavşanların kurtları nasıl yeyip, Eskişehirspor'un dışına attığı hakkında!
- Yayınlamayı düşünmüyorsun herhalde, buna kim inanır?
- Gel istersen göstereyim...
Yine beraberce yuvaya girerler. Tavşan biraz sonra tek başına dışarı çıkar. Tavşanın yuvasını merak mı ettiniz?
Manzara şudur: Bir köşede Tilkinin kemikleri... Bir köşede Kurdun kemikleri... Diğer köşede ise Tavşanın danışmanı aslan, kürdanla dişlerini temizliyor!
Ana fikir ve sonuç: Başkan olmak için senaryoya pek gerek yoktur. Konunun da önemi yoktur. Önemli olan, danışmandır…
Dikkat edin, Eskişehirspor yuvasında ne olup bittiği pek bilmiyoruz.
--------------
HALİL ÜNAL MI
ENVER PAŞA MI?
Başlık biraz garip değil mi?
Enver Paşa ile Halil Ünal'ın ne ilgisi var?
İlgisini balkan savaşlarında kurdum...
1. Balkan savaşında Bulgar ve Sırp orduları Edirne'yi kuşatıp işgal eder. Edirne, Osmanlı idaresinden çıkar...
Londra konferansı ile Edirne Bulgaristan krallığına bırakılır...
Daha sonra 2. Balkan Savaşı patladığında Enver Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Edirne'yi geri alır...
İşte o yıllarda...
Enver Paşa'nın güçlenmesini istemeyen içerideki muhalifler, bazı Osmanlı paşaları şöyle diyorlar:
-Edirne'ye Enver gireceğine Bulgar girsin...
Siz gerçekten Osmanlı'nın düşmanlar tarafından mı yıkıldığını sanıyorsunuz. Osmanlı kendi kendini yıktı!
Sözü Halil Ünal'a getireceğim...
Eskişehirspor cephesinde de bazı kişilerde bir Halil Ünal, karşıtlığı var...
Şöyle diyorlar:
-Halil başkan olacağına Es-Es düşsün...
Ne yazık ki, böyle bir anlayış hakim...
Eskişehirspor'u kimse düşüremez.
Es-Es'imiz her zaman kendisini düşürür.