Kazım Kurt ile Erman Gölet, CHP’de yıllarca birlikte ve aynı safta mücadele etti. Bu iki isim, parti içi muhalefetin önde gelen aktörleri arasında yer aldı. Kazım Kurt’un temel hedeflerinden biri, Erman Gölet’i belediye başkanı yapabilmekti. Tam da Erman Gölet için belediye başkanlığı fırsatının doğduğu bir dönemde, bu kez Kazım Kurt belediye başkanı oldu. Böylece yıllarca aynı safta mücadele eden iki isim, ister istemez birbirlerine karşı pozisyon almak zorunda kaldı.

***

Kazım Kurt ile Erdal Caferoğlu da uzun yıllar birlikte hareket etti ve parti içi muhalefetin önemli isimleri oldu. Erdal Caferoğlu’nun ilçe başkanı olmasında Kazım Kurt’un büyük emeği vardı. Hatta bir dönem partiden birlikte uzaklaştırma cezası da aldılar. Kazım Kurt belediye başkanı olduğunda, Erdal Caferoğlu’nu başkan yardımcısı olarak yanına aldı. Ancak süreç içinde araları bozuldu ve yapılan ilk ilçe kongrelerinde Erdal Caferoğlu, Kazım Kurt grubunun karşısında yer aldı.

***

Erman Gölet ile Nihat Çuhadar da aynı ekipte yer alan iki isimdi. Gölet, Odunpazarı Belediye Başkan aday adaylığı için il başkanlığı görevinden istifa ettiğinde, Nihat Çuhadar’ı elinden tutup Yılmaz Büyükerşen’e götürdü ve “Yönetim içinden Nihat Bey’i il başkanı olarak uygun gördük” teklifinde bulundu. Bu sürecin ardından Nihat Çuhadar il başkanlığı koltuğuna oturdu. Ancak yapılan ilk ilçe kongrelerinde Nihat Çuhadar, Erman Gölet grubunun karşısında konumlandı.

***

Erman Gölet ile Erdal Çakıcıer de aynı ekip içinde yer alıyordu. Çakıcıer’in Odunpazarı İlçe Başkanı olmasında Erman Gölet’in önemli katkısı oldu. İlçe başkanlığı koltuğuna oturan Erdal Çakıcıer’in ilk açıklaması, “Benim tek amacım Erman Gölet’i Odunpazarı Belediye Başkan adayı yaptırmaktır” şeklindeydi. Bu sözler başta Kazım Kurt olmak üzere birçok CHP’linin tepkisini çekti. İlk yapılan ilçe kongrelerinde ise Erdal Çakıcıer, Kazım Kurt ile birlikte hareket ederek Erman Gölet grubuna karşı mücadele verdi.

***

Ersen Yeniceli, parti içinde sessiz ve saygı duyulan bir isimdi. Nihat Çuhadar’ın istifasının ardından il başkanlığı koltuğu boşalınca, aralarında belediye başkanlarının da bulunduğu CHP’nin Eskişehir’deki aktörleri bir araya gelerek yeni il başkanını belirlemek üzere toplantılar yaptı. Bu süreçte Ersen Yeniceli’nin ismi üzerinde uzlaşı sağlandı ve ortak kararla il başkanı olarak atandı. Ancak Yeniceli’nin il başkanlığına atanmasına karar veren, hatta kendisini genel merkeze götürüp referans olan isimler, daha sonra bizzat görevden alınmasında da rol oynadı. Üstelik Ersen Yeniceli ve yönetimi, Eskişehir’de ilk kez kazanılmış bir seçim sonrasında görevden alındı.

***

Recep Taşel, Kazım Kurt’un desteğiyle il başkanı oldu. Ancak yeniden il başkan adayı olması için yeşil ışık yakmayan da yine Kazım Kurt oldu.

***

2009 seçimleri öncesinde CHP’nin Odunpazarı Belediye Başkanlığı için beş aday adayı yarışıyordu. Yılmaz Büyükerşen’in devreye girerek genel merkezi ikna etmesi sonucunda, Kazım Kurt milletvekilliğinden istifa ettirilerek Odunpazarı adayı yapıldı. Kazım Kurt’un adaylığının açıklandığı günün akşamında, parti binası önüne protesto amacıyla darağacı kuruldu. O gün, Büyükerşen ve Kurt’u protesto edenlerin en ön saflarında yer alan isimlerden Jale Nur Süllü, Büyükerşen’in isteğiyle milletvekili oldu; Nihat Çuhadar ise Kazım Kurt sayesinde meclis üyesi seçildi.

***

Yılmaz Büyükerşen’in; Cemal Okan Yüksel’in milletvekili olmasında, Kazım Kurt’un hem milletvekilliği hem de Odunpazarı Belediye Başkanlığı sürecinde ve Nuray Akçasoy’un milletvekili listesinde üçüncü sıraya yerleştirilmesinde önemli rolü oldu. Ancak bu üç isim de daha sonra Büyükerşen ile ters düştü.

***

Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Zira CHP’de geçmişte herkes herkesle birlikte yol yürüdü; yine aynı şekilde herkes, bir dönem yol yürüdüğü isimlerle karşı karşıya geldi.

***

Tüm bu anlatılanlar, parti içi mücadele açısından zamanla “normal” hâle gelmiş olabilir. Birlikte hareket edenlerin, anlaşmazlık ve uzlaşmazlıklar nedeniyle aynı parti içinde karşı cephelerde mücadele verir hâle gelmesi tolere edilebilir bir durum olarak görülebilir.

***

Ancak CHP’de istifa ederek başka bir partiye (özellikle de sağ partilere) geçmek, en azından Eskişehir özelinde, geçmişte pek rastlanan bir durum değildi; hatta neredeyse hiç yaşanmazdı.

1.-20

2-574

3-181

İŞTE O FOTOĞRAF VE TANIDIK YÜZLER…

Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy’un tutuklandığı operasyonun yankıları sürerken, Ersoy’un doğum gününde çekilen bir fotoğraf yaygın basında sıkça yer almaya başladı.

***

Söz konusu fotoğrafta yer alan isimler arasında Binali Yıldırım’ın kardeşinin de bulunması, özellikle iktidara yakın bir gazetenin “Siyasi Susurluk” benzetmesi yapmasıyla kafaları daha da karıştırdı.

***

Bir doğum günü kutlamasında, kutlamaya katılan isimleri suçluymuş gibi göstermek elbette doğru değil. Sonuçta bir doğum günü organizasyonu yapılmış ve yakın arkadaşları olduğu anlaşılan kişiler bu kutlamaya katılmış.

***

Ancak söz konusu fotoğrafta dikkat çeken nokta, Eskişehirlilerin yakından tanıdığı iki ismin de karede yer alması oldu. Kaptan Pilot Mehmet Aksoyek ile üç yıl boyunca Vali Yardımcılığı görevinde bulunan Salih Altun’un da kutlamaya katılanlar arasında bulunması, kamuoyunun ilgisini çekti.

***

Görünen o ki, bu iki isim de tıpkı diğer katılımcılar gibi Mehmet Akif Ersoy’un yakın arkadaş çevresi içinde yer alıyor.

D O Ğ U M G Ü N Ü

TAHT DA BENİM, TAHTIREVAN DA…

Fransızların meşhur kralı XV. Louis, son derece bencil ve keyfine düşkün bir adammış. Halk fukaralıktan kırılırken, Louis sarayında maskeli ya da maskesiz balolar düzenler; av ve dans partileri organize ettirir, çaldırır oynar, pişirir yer, sefahat içinde yaşarmış.

***

Ancak bütün zalim krallar gibi, halkının bir gün ayaklanıp boğazına sarılacağından da korkmuyor değilmiş. Bu nedenle, halk arasında bu kötü gidişata “dur” diyebilecek kişilerin yetişmesine engel olur; adil vicdanların sesini kısmaya, fikirlerini boğmaya çalışırmış.

***

Zaman zaman da çevresindekilere şöyle dermiş:
— “Amaaan! Ne olursa olsun… Ben yaşadığım sürece taht da benim, tahtırevan da. Sonrasını gelecek olan düşünsün. İsterse tufan olsun!”

***

İşte “Benden sonra tufan” sözü buradan çıkmış ve zamanla pek çok durumu anlatan bir deyim olarak kullanılmaya başlanmış.