Eskişehir’in kalbinde yükselen Odunpazarı Modern Müze (OMM), yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın dikkatini üzerine çeken kültür-sanat merkezlerinden biri haline geldi. Eskişehirli mimar ve koleksiyoner Erol Tabanca tarafından hayata geçirilen müzenin temeli, 2018 yılının Şubat ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atılmış, açılışı ise 7 Eylül 2019’da yine Erdoğan tarafından gerçekleştirilmişti.
Kengo Kuma’nın Dokunuşu
Müzenin mimarisi, dünya çapında ün kazanan Japon mimarlık ofisi Kengo Kuma and Associates imzasını taşıyor. Kuma ve ekibi, iki yıl öncesinden Eskişehir’e gelerek şehrin dokusunu yakından inceledi. Odunpazarı’nın odun ticareti merkezi olmasından ilham alan ekip, Odunpazarı sivil mimarisi, Osmanlı kubbe estetiği ve geleneksel Japon mimarisini harmanladı.
Müzenin yapımında kullanılan çam ağaçları ise özel bir seçimle Rusya’daki sürdürülebilir endüstriyel ormanlardan, ömrünü doldurmuş ağaçlardan getirildi. Bu yaklaşım, doğayla uyumu ön planda tutan Kengo Kuma felsefesinin en güçlü yansıması oldu.
Sanat ve Mimariyi Harmanlayan Bir Eser
OMM’un mimarisi dört temel öğeye dayanıyor: geometri, ışık, kümelenme ve ahşap. Bu unsurlar, yalnızca estetik bir görsel şölen yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda Odunpazarı bölgesinin tarihini çağdaş bir bakış açısıyla yeniden yorumluyor. Gündüzleri bölgeye dinamizm katan yapı, geceleri de şehrin simgesel siluetlerinden biri haline geliyor.
Sergilerle Sanatın Kalbi
Kuruluşundan bu yana sayısız önemli sergiye ev sahipliği yapan OMM, koleksiyoner Erol Tabanca’nın sanat tutkusu ve zengin koleksiyonu sayesinde Eskişehir’i modern sanatın merkezlerinden biri haline getirdi. Usta küratörlerin hazırladığı sergiler, ziyaretçilere sanatın farklı disiplinlerdeki en seçkin örneklerini keşfetme fırsatı sunuyor.
Eskişehir’in Kültür Yüzü
Açıldığı günden bu yana yalnızca bir müze olmanın ötesine geçen OMM, hem mimarisi hem de düzenlediği etkinliklerle Eskişehir’e yepyeni bir kimlik kazandırdı. Bugün OMM, sanatseverlere unutulmaz bir deneyim sunarken, şehri dünya kültür sahnesinde önemli bir noktaya taşıyor.
OMM'nin mimari dokusu
Odunpazarı Modern Müze, dünya çapında ün kazanan Kengo Kuma and Associates tarafından tasarlanmış bir mimari şaheser. Japon mimarlık ofisinin benzersiz felsefesi OMM binasında doğayla mimariyi uyumlu bir şekilde buluşturarak kendini gösteriyor. Binanın dört temel öğesi olan geometri, ışık, kümelenme ve ahşap sadece estetik bir şölen sunmakla kalmayıp aynı zamanda Odunpazarı bölgesinin zengin tarihini çağdaş bir bakış açısıyla yansıtarak benzersiz bir karakter kazandırıyor. Gündüzleri semte hayat veren etkileyici mimari geceleri de şehrin simgelerinden biri haline geliyor. OMM, 2019’da kapılarını açmasının ardından, Kengo Kuma’nın dokunuşuyla modern sanatseverlere unutulmaz bir deneyim sunuyor ve aynı zamanda bölgedeki diğer müzelerle birleşerek şehre bir müze meydanı kazandırıyor.
OMM'de görülmesi gereken eserler
OMM’un ana koleksiyon yerleşkesinde düzenlenen sergiler sürekli değişerek ziyaretçilere farklı deneyimler sunuyor. Küratörlüğünü Aslı Seven’in üstlendiği “İki Güneş Altında” sergisi, Erol Tabanca Koleksiyonu’ndan özel seçkilerle sanatseverlerin karşısına çıkıyor.
Gökyüzünde iki güneş olasılığından yola çıkarak mitolojik, bilimsel ve spekülatif bir perspektif sunan sergi; ışık, gölge ve atmosferik kırılmalar etrafında şekillenen eserleriyle dikkat çekiyor. Sergi, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi derinlemesine sorgularken izleyicilere hem görsel hem de duygusal açıdan farklı bir yolculuk yaşatıyor.
Sanatseverler, modern sanatın etkileyici örneklerini bir araya getiren bu özel sergiyi 28 Temmuz 2024 tarihine kadar Odunpazarı Modern Müze’de ziyaret edebilecek.
Japonya'dan Eskişehir'e
Chikuunsai IV, OMM için Japonya’nın yalnızca Kochi bölgesindeki bir dağda yetişen “kaplan bambu” türünü kullandığı yerleştirmesini anlatırken, “Doğadaki dört elementi tema olarak aldım,” diyor. “Su, ateş, hava ve toprak. Beşinci element ise boşluk, ona kimimiz evren, kimimiz uzay diyoruz. Eskişehir’e seyahatlerimde ve burada geçirdiğimiz iki haftada karşılaştığım insanlar, onlarla etkileşimim, beşinci elementin bir parçası oldu.”
