Eskişehir 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edildi. Başkentlik unvanı o sırada Kazakistan’ın başkenti Astana’daydı…
……………
Dönemin AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can, Vali Kadir Koçdemir, Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı ile birlikte 8-10 kişilik bir heyetle Astana’ya gitmiştik…
………………..
Gazeteci olarak tek biz vardık. Astana’dan Türk Dünyası Kültür Başkenti bayrağını alacaktık…
…………
Havası çok soğuktu, gündüzün bile eksi 20 dereceyi buluyordu. Dışarıda 5 dakikadan fazla durulmuyordu…
……………
Çok katlı binaları, stat büyüklüğünde müzeleri, ikiz kuleleri vardı…
…………..
Yönetim şekilleri Cumhuriyet’i ama bu göstermelikti. Ülkenin yönetimi başbakan ve onun akrabalarının elindeydi…
,,,,,,,,,,,,,,,,
Ülkeyi yönetenler lüks içinde yaşarken, halkı yoksul ve fakirdi…
…………..
Bir gece büyük bir meydanda toplanmış 8-10 tane eski Lada otomobiller dikkatimizi çekmişti…
……….
‘O otomobillerin içinde genç kızlar var. Hava soğuk olduğu için araçların içinde oturuyorlar, müşteri bekliyorlar’ denmişti…
…………
18-20 yaşlarındaki kızların 20-30 dolara kendilerini sattıkları söylenmişti…
…………..
Ve eklemişti ‘Kazakistan da asgari ücret 90 dolardır…’
…………..
Bir gün Astana’nın ünlü Beyterek Kulesi’ne çıkmıştık. 97 metre uzunluğunda kulenin büyük bir seyir terası vardı. Astana kenti ayaklarımızın altındaydı…
……………
Kule de güvenlik görevlisi olarak çalışan Kazak bir kızla tanışmıştık…
……….
Yarı İngilizce, yarı Türkçe konuşmuştuk. Kendisine Türk olduğumuzu söylediğimizde ‘İstanbul, Antalya’ demişti. Buraları görmek istediğini söylemişti…
……………….
Sonra bize birkaç kez ‘Bakar mısan, bakar mısan?’ demişti. Önce anlamamıştık…
…………
Meğerse ‘Bekar mısın?’ diye soruyormuş. ‘Bekar isen beni de Türkiye’ye götür’ demek istiyormuş…
………………..
Kazakistan zengin doğalgaz ve petrol kaynaklarına sahip bir ülke…
……….
2020 yılında 38 milyar dolarlık ithalat yaparken, 47 milyar dolarlık ihracat yapmış…
……………………..
Buna rağmen halkı zengin değil, tam tersi yoksulluk içinde…
………
Bugün Kazakistan’da halk ayaklandıysa…
………
Polis araçlarını yakıp, sarayı basmaya kalktıysa…
………
Burada suçlu, iyi yönetim sergilemeyenler…
…………
Vatandaşını değil, kendilerini düşünenler…
…………
Ülkenin zenginliklerini birilerine peşkeş çekip…
………
Halkıyla adil bölüşmeyenlerdir…


……….
ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ
Yıl 1961. Hükümet gazetecilerin çalışma koşullarını belirleyen, 212 sayılı yasayı çıkartmak ister. Gazete patronları buna karşı çıkar. 9 gazete patronu(Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah) bu yasanın mesleki sakıncalar doğuracağını iddia eden bir ortak bildiriye imza atarlar. Ve gazetelerini 3 gün kapatırlar…
……………
“Dokuz patron olayı” olarak basın tarihine geçen bu gelişme üzerine gazeteciler harekete geçerler. Boykot boyunca ‘Basın’ adlı bir gazete çıkartılar…
…………..
Sonunda 212 sayılı yasa çıkar ve 10 Ocak tarihinde de resmi gazete de yayınlanır…
………….
Her yıl 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanır…
……….
Aradan 61 yıl geçmiş, Türkiye çok değişmiş. Ama gazetecilik hala zor meslek…
………
Her geçen gün de daha da zorlaşıyor…


……………………….