Kökten'in liderliğinde yapılan çalışmalar, Kars bölgesinin kültür tarihini Alt Paleolitik Döneme kadar uzandığını kanıtlamıştır.

Kars: Tarihite yapılan araştırmalar

Alt Paleolitik Döneme ait buluntular, Susuz ilçesi, Cilavuz Dere düzlükleri, Kars Platosu, Ağzıaçık Suyu'nun batısındaki düzlükler, Ani çevresi ve Yazılıkaya gibi bölgelerde ele geçmiştir. Bu buluntular arasında şölyen-aşölyen tipte işlenmiş el baltaları, Aşölyen baltası, ve Tombultepe'de püskürük kayalardan yapılmış şölyen tipte el baltaları yer almaktadır.

Orta Paleolitik Dönemde Ağzıacık Suyu'nun batısında Musteryen tipte bir uç, Yazılıkaya yakın Kurbanalan Mağarası'nda taş araçlar ve ocak yerleri bulunmuştur.

Üst Paleolitik Dönemde ise avcılık ve toplayıcılık yöntemlerinde farklılaşma ve araç-gereç yapımının gelişimi gözlemlenmiştir. Yazılıkaya'da bulunan panolarda hayvan ve insan figürleri, avcılık ve toplayıcılık faaliyetlerini yansıtmaktadır.

eski-kars

Mezolitik Dönemde, mikrolit adı verilen minik araç-gereçler Aras Vadisi'nde bulunmuştur. Mezolitik buluntular, bölgedeki yerleşimin Paleolitik Dönemden Mezolitik Döneme geçişini göstermektedir.

Neolitik Döneme ait gerçek bir yerleşim yeri Kars'ta belirlenmemiş, ancak Akçakale Adası'ndaki taş anıtlar ve kaledeki duvar resimleri bu dönemin yaşantısını temsil etmektedir. Akçakale Adası'ndaki taş anıtların, Kars'ta Neolitik Döneme ait olduğu düşünülen özellikler taşıdığı belirtilmektedir. Çıldır Gölü'ndeki Ada menhirleri, dolmenler ve kromlekler, Avrupa dolmenlerine benzeyen bir tekniği sergilemektedir.

Esnaf o motosikletin sahibine ulaştı Esnaf o motosikletin sahibine ulaştı

Kars'ta yapılan bu araştırmalar, bölgedeki tarih öncesi dönemlere ait kültürel ve arkeolojik zenginlikleri ortaya koymaktadır.

Kökten'in liderliğinde yapılan çalışmalar, Kars bölgesinin kültür tarihini Alt Paleolitik Döneme kadar uzandığını kanıtlamıştır.

Alt Paleolitik Döneme ait buluntular, Susuz ilçesi, Cilavuz Dere düzlükleri, Kars Platosu, Ağzıaçık Suyu'nun batısındaki düzlükler, Ani çevresi ve Yazılıkaya gibi bölgelerde ele geçmiştir. Bu buluntular arasında şölyen-aşölyen tipte işlenmiş el baltaları, Aşölyen baltası, ve Tombultepe'de püskürük kayalardan yapılmış şölyen tipte el baltaları yer almaktadır.

Orta Paleolitik Dönemde Ağzıacık Suyu'nun batısında Musteryen tipte bir uç, Yazılıkaya yakın Kurbanalan Mağarası'nda taş araçlar ve ocak yerleri bulunmuştur.

Üst Paleolitik Dönemde ise avcılık ve toplayıcılık yöntemlerinde farklılaşma ve araç-gereç yapımının gelişimi gözlemlenmiştir. Yazılıkaya'da bulunan panolarda hayvan ve insan figürleri, avcılık ve toplayıcılık faaliyetlerini yansıtmaktadır.

Mezolitik Dönemde, mikrolit adı verilen minik araç-gereçler Aras Vadisi'nde bulunmuştur. Mezolitik buluntular, bölgedeki yerleşimin Paleolitik Dönemden Mezolitik Döneme geçişini göstermektedir.

Neolitik Döneme ait gerçek bir yerleşim yeri Kars'ta belirlenmemiş, ancak Akçakale Adası'ndaki taş anıtlar ve kaledeki duvar resimleri bu dönemin yaşantısını temsil etmektedir. Akçakale Adası'ndaki taş anıtların, Kars'ta Neolitik Döneme ait olduğu düşünülen özellikler taşıdığı belirtilmektedir. Çıldır Gölü'ndeki Ada menhirleri, dolmenler ve kromlekler, Avrupa dolmenlerine benzeyen bir tekniği sergilemektedir.

Kars'ta yapılan bu araştırmalar, bölgedeki tarih öncesi dönemlere ait kültürel ve arkeolojik zenginlikleri ortaya koymaktadır.

Osmanlı Yönetimi döneminde, Kanuni Sultan Süleyman 1534'te gerçekleştirdiği seferle Kars'ı Osmanlı egemenliği altına almıştır. Ancak, 1548 yazında Kars, Safavilerin saldırısı sonucunda büyük bir yıkıma uğramıştır. Bu saldırı, Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırlarındaki güvenliği tehdit etmiş ve Kanuni Sultan Süleyman, bölgeye bir Osmanlı ordusu göndermiştir. Bu ordu, Safavilerin kontrolündeki yerleri geri alarak Kars'ı yeniden fethetmiştir.

Osmanlı Devleti, 1549'da Gök ve Ardahan kalelerini onarmış ve bölgeye asker yerleştirmiştir. Ancak, Safevilerin saldırıları devam etmiş, 1578'de Osmanlı-Safevi Savaşı'nda Osmanlılar, Çıldır'ı ele geçirerek Çıldır Eyaleti'ni kurmuşlardır. Lala Mustafa Paşa, Kars'ı büyük ölçüde onarmıştır. Ancak, Safevi hükümdarı Şah I. Abbas'ın Revan'ı almasının ardından, 1604'te Kars Şehri yakılarak yıkılmıştır. 1615'te yapılan barış sonucunda halk geri dönmüş, 1639'da imzalanan antlaşma ile Kars, 95 yıl sürecek bir barış dönemine girmiştir.

1734 yılında Afganlı Nadir Şah, Kars'ı kuşatmış, ancak yapılan barış antlaşması sonucunda Revan İran'a, Kars ve yöresi ise Osmanlılara bırakılmıştır. Bu olaylar, Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Anadolu'daki sınırlarının şekillenmesinde etkili olmuştur.

Nadir Şah'ın 1736'da tekrar Osmanlı topraklarına saldırması üzerine yapılan savaş sonucunda, 1746'da barış anlaşması imzalanmış ve Kars uzun süre barış içinde yaşamıştır. Ancak, bu barış dönemi Rusya'nın güçlenmesiyle sona ermiştir.

Ruslar, sıcak denizlere açılma hayallerini gerçekleştirmek amacıyla ilk olarak 1807'de Kars'a saldırmışlardır. Ancak, 1828'de şehri ve daha sonra iç kaleyi işgal etmişler, şehir yağmalanarak yıkılmıştır. 1829'da imzalanan Edirne Antlaşması ile Ruslar geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Ancak, Ruslar Ahıska Şehrini ve altı sancağını savaş tazminatı yerine sayıp geri vermemişlerdir.

Kırım Savaşı sırasında, 16 Haziran 1855'te üçüncü defa Kars'ı kuşatan Ruslar'a karşı, küçük yaştaki çocuklar bile "Gönüllü Alayı"na katılıp çarpışmıştır. Sıvastopol Bozgunu'nun acısını çıkarmak için, General Muravyev komutasında 54 bin kişilik ordu ile 29 Eylül 1855'te hücuma geçen Ruslar, tabyalarda yedi buçuk saat süren kanlı muharebeler sonunda ağır bir bozguna uğramışlar ve 20.000 asker kaybetmişlerdir. Bu müdafaada, şehir halkından tabyalarda altısı kadın, dokuzu din alimi olmak üzere 70 kişi şehit olmuş, 230 kişi yaralanmıştır. Bu direniş, General Williams'ın raporlarında ve diğer tanıklıklarda övgüyle anılmıştır.

Kars'taki yararlığını görenleri devlet çeşitli şekillerde mükâfatlandırmıştır. Müşir Vasıf, Korgenal Kerim ve Williams Paşa'lara mücevherle süslü altın kılıçlar ve Mecidiye Madalyaları verilmiştir. Ayrıca, "Kars Madalyası" adlı bir madalya yaptırılarak hizmeti geçenlere dağıtılmıştır. Şehre ve ahalisine "GAZİ" ünvanı verilmiş ve bu unvan Mahkeme Siciline yazılmıştır. Şehir halkı, üç yıl vergi ve askerlikten muaf tutulmuş, yeni bir vapura "KARS" adı verilmiş ve İngiltere Kraliçesi Victoria, General Williams'a "Kars Baroneti" ünvanını vermiştir.

Editör: Sakarya Gazetesi