Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Barış Öztürk, Türkiye’de her geçen gün daha fazla kadını etkileyen bu “sessiz salgına” karşı uyarıyor. Diyet ve sporun etkili olamadığı lipödem, vücutta özellikle bacak, basen ve kol bölgelerinde anormal yağ birikimiyle ortaya çıkan kronik bir dolaşım bozukluğu. Artık yalnızca yetişkin kadınları değil, 11 yaşındaki genç kızları bile etkilediğini belirten Prof. Dr. Öztürk, “Erken teşhis ve doğru beslenme planıyla kısa sürede olumlu sonuç alınabiliyor” diyor.
Fast Food Tüketimi Hastalığı Tetikliyor
Modern yaşamın en büyük risklerinden biri olan fast food alışkanlığı, lipödem gelişimini hızlandırıyor. Hamburger, pizza, kızartma ve gazlı içeceklerin sadece kalori değil, aynı zamanda iltihap tetikleyici maddeler içerdiğini belirten Öztürk, “Lipödemli kadınların vücudunda yağ hücreleri zaten anormal şekilde büyümeye meyilli. Bu yiyecekler süreci hızlandırıyor, bacaklarda ve kollarda ağrılı şişliklere yol açıyor.” ifadelerini kullandı.
Fast food tüketiminin hormon dengesizliklerini artırdığı ve vücutta iltihaplanmayı tetikleyerek hastalığın seyrini ağırlaştırdığına da dikkat çekildi.
Hareketsizlik Lipödemin Gizli Nedeni
Lipödemin en belirgin nedenlerinden biri de hareketsiz yaşam tarzı. Öztürk, “Saatlerce bilgisayar başında çalışıyoruz, eve gelince ekran karşısına geçiyoruz. Bedensel hareket giderek azalıyor. Oysa lipödemli bireyler için hareket, kan dolaşımı ve lenf akışı açısından hayati önem taşıyor.” dedi.
Modern yaşamın getirdiği bu durağanlık, özellikle ergenlik, hamilelik ve menopoz dönemlerinde riski daha da artırıyor.
Hormonlar ve Çevresel Faktörler Etkili
Plastik ürünler, kozmetikler, işlenmiş gıdalar ve stres… Tüm bu faktörler kadınlarda hormonal dengeyi bozarak lipödemin ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Öztürk, “Bu hormonal karmaşa içinde kadınlar neden kilo veremediklerini anlayamıyor. Lipödem çoğu zaman obeziteyle karıştırılıyor.” dedi.
“Az Ye, Çok Spor Yap” Sözü Bir Yanılgı
Toplumun yanlış algıları lipödem hastalarını zor durumda bırakıyor. “Lipödemli kadınlara sürekli ‘az ye, çok spor yap’ deniyor. Ancak bu hastalık diyetle yok olmaz. Bu yanlış yaklaşım, hastaların geç teşhis almasına neden oluyor.” diyen Öztürk, yanlış teşhislerin hastaları gereksiz suçluluk duygusuna sürüklediğini belirtti.
Lipödem Bir Halk Sağlığı Sorunu
Prof. Dr. Öztürk, lipödemin yalnızca estetik bir problem değil, ciddi bir halk sağlığı meselesi olduğunu vurguluyor:
“Lipödem tembellik değil, tıbbi bir gerçekliktir. Sessiz kalmak milyonlarca kadını yalnızlaştırıyor. Bu hastalığı konuşmak, farkındalığı artırmak ve çözümleri gündeme getirmek zorundayız.”
Erken Teşhis Hayat Kurtarır
Uzmanlara göre lipödemle mücadelede en etkili adımlar; erken teşhis, düzenli egzersiz ve dengeli beslenme. Doğru tedaviyle yaşam kalitesi artırılabilir, ağrılar azalabilir ve vücuttaki şişlikler kontrol altına alınabilir.
Lipödem hakkında bilgi sahibi olmak, bu “sessiz tehlike”yle mücadelede atılacak ilk ve en önemli adımdır.







