Hakkari Efsanesi: Dım dım
Han, becerikli ve dürüst kâhyasını çok sevmektedir. Bir gün, çiftliği kırk kişilik bir haydut çetesi tarafından basılır. Ancak kâhya, çeteye karşı koyarak otuz haydudu öldürür, ancak bir saldırganın darbesiyle sol elini kaybeder. Şah, kâhyasının kahramanlığını görmüş ve onu altın bir el ile ödüllendirmiştir.
Kâhya, bir gün çiftliği dolaşırken çobanın yanına uğrar ve yorgunluktan dolayı sunulan taze sütü içemeden uykuya dalır. Kavalını süt çanağının üstüne koyar ve rüyasında ak bir denizde yol alarak bir define bulduğunu görür. Uyanınca, sarı bir sineğin kavalın içinden geçerek mağaraya girdiğini hatırlar. Bu rüya, bir defineyi keşfetme yolunda bir kılavuz gibidir.
Kâhya, rüyasını hatırlayıp mağaraya gider. Kavalın içinden geçerek mağaraya varır ve gerçekten büyük bir define bulur. Mağaranın ağzını kapatıp Şah'a giderek haberi verir. Şah, kâhyanın talebini kabul eder ve ona bir manda derisi kadar toprak bağışlar.
Kâhya, aldığı toprağı kullanarak mağaranın etrafını çevirir ve bu alan artık kendisine aittir. Defineyi çıkarıp bu alanda büyük bir kale inşa eder. Bu kale, günümüzde hala ayakta duran ve "Altın Elli Han" olarak anılan bir yapıdır.
Dım Dım Efsanesi, kâhyanın sadakati, cesareti ve rüya ile nasıl bir servet elde ettiğini anlatan etkileyici bir öyküdür. Bu hikaye, kahramanlığın ve özverinin sonunda nasıl ödüllendirilebileceğini gösteren güçlü bir moralden beslenmektedir.