-Merhabalar...Sizi sizden tanıyabilirmiyiz?

-Merhabalar... Ben Elazığ da doğdum. Anadolu Üniversitesi (İİBF) İşletme Bölümünden mezun oldu. TRT’de haber spikerliği, program yapımcılığı, metin yazarlığı ve seslendirme görev lerinde bulundum. Halen yurtiçi ve yurtdışında müzikli şiir dinletileri ve çeşitli programlar, dublaj ve seslendirmeler yapmaktayım. Yazar aynı zamanda diksiyon, konuşma ve beden dili öğretmeniyim. TRT Altın Kalem Ödülü, Ege bölgesi Maden-İş Sendikası
en iyi şiir ödülü ve Avrupa Türk  Şairler Birliği Avrupa Birinciliğim var. Evli ve iki çocuk annesiyim.

- Asıl mesleğiniz sunucuk. Nedir sunuculuk?

-Programlarımı kendi metinlerimle birleştirdiğimde inanılmaz keyif verici bir meslek olur. Televizyondan önce radyoyu, radyodan önce de hep seyirci ile karşı karşıya geldiğim canlı ortamları tercih etmişimdir. Göz teması, ses teması önemlidir. Bunu radyo ve televizyondan da yaparsınız ama siz seyirciden alamazsınız. Ama seyirci ile karşılıklı gelebildiğiniz bir ortamda, sizin mikrofonu elinize almanıdan itibaren onların mimikleriyle, oturuşuyla,kafasını eğip bükmesiyle hatta bakışlarıyla her birine tek tek ulaşıp ulaşamadığınızı görebilir ve anlarsınız.Bu da sunuculuğun olmazsa olmazı beden dili ile
mümkün olur.

-Peki, seyircinin hareketlerinden ne çıkarırsınız?

-Mesela seyirci çok sık gözlerini kırpıştırıyorsa sizinle değil demektir. Sıkıntılıdır ve aklında çözmeye çalıştığı çok önemli bir sorun vardır. Kollarını göğsünde birleştirmişse ve de bir avuç içi yine kolunu kavramışsa işte değmeyin o seyircinin keyfine. Bulunduğu yerde rahat ve de sizi dinlemekten hoşnuttur o an...

-Peki bunları sunucu nasıl görüyor?

-Sunucu mesleğini seviyorsa, iletişim kurmak istiyorsa çok güzel görür. Programının başarıya ulaşıp ulaşamayacağını anında farkeder. 

-Sunucunun ses ve tonlaması önemli mi?

-Tabi ki ses ve tonlama da önemlidir. Bir şeyi önemsetmek ya da farkettirmeden üstünden geçirmek tonlama yani vurgu ile sizin elinizdedir. Aynı tonda konuşursanız seyirciyi uyutursunuz. Sürekli yüksek kullanırsanız kafasını şişirirsiniz.

 -Sunuculukta dil önemlimidir?

- Evet önemli bir nokta da dildir. Yani kendi  diline kendi kültürüne hakim olabilmendir. Güzel konuşma kuralları(diksiyon) daha sonra 
gelir. Kendi dilbilgini, tarihini edebiyatını çok iyi  bilmelisin. Çünki olmadık yerde, olmadık şekilde zorda kalmayın.

-Ya yazarlığa nasıl başladın. Kitabını nasıl çıkardın?


Pandemi öncesi yoğun bir dönem yaşıyordum. Ama bu süreçte herşey birden durdu. Ne oldu. Bence düşünmemüze, özümüze dönmemize sebep oldu. Sağlığın, herşeyin üstünde oldğunu yaşayarak farketmemize sebep oldu. Aden’in Ölü Kadınları adlı kitabı yayınladım.Ne anlatıyordu? Ziynet, Umut, Kumru.Üç kadın, üç yara… Ekim ayı sonunda kitabım 2. Baskısıyla kitap raflarında yerini alıp okuyucularıyla buluştu.

 

-Kitabınız nasıl bi yankı uyandırdı?

Aden’in Ölü Kadınları? Bu üç kadın toplumsal yaraya parmak basıyor. Güncel bir konu...Güzel yankınlar uyandırdı.satışından memnunum. 

-Eskişehir'de yaşamaktan  memnunmusunuz?

-Aslen Elazığ Harputluyum ama çocukluğumdan  beri Eskişehir'deyim.Babamın subay oluşu nedeniyle. Burada evlendim.Burada çocuklarımı dünyaya getirdim. Eskişehir'i çok severim.

-Son olarak mesajınız nedir? Kısaca ne dersiniz?

-Çok sıkıntlı ve zor günler geçiriyoruz.İşte göstereceğimiz özveri, güzel günlere kavuşmamız için süreyi kısıtlamaya sebep olacaktır. Sağlıklı mutlu günlere...

-Teşekküler herşey
gönlünüzce olsun.

SÖYLEŞİ: GÖNÜL ÖKTEM 

Editör: ÜSTÜNER ÜNÜGÜR