Yaklaşık 100 metre yüksekliğindeki bir dağın içinden geçen mağara, bin 300 rakımlı bir bölgede yer alıyor. İki katlı yapıya sahip Düden Mağarası’nın içinden geçen akarsu, ilkbaharda yükselirken yaz aylarında düşüyor. İçerideki doğal sarkıtlar, mermer oluşumları ve kireç taşları ise adeta doğanın yer altındaki sanat galerisini andırıyor.
Mağarayı ziyaret eden doğa tutkunları ve yürüyüş grupları, içerideki serinliğin dışarıdaki kavurucu sıcaklığa adeta panzehir gibi geldiğini belirtiyor. “Doğal klima gibi serin. İçeri girince dışarının sıcağını unuttuk” diyen ziyaretçiler, mağaranın mutlaka turizme kazandırılması gerektiğini vurguluyor.
Mağaranın mistik havası keşfedilmeyi bekleniyor
Bölge halkı ise mağaranın ışıklandırılması ve tanıtımı için daha önce gerekli başvuruların yapılmasına rağmen bir gelişme yaşanmadığını ifade ediyor. Düden Mağarası’nın bulunduğu alan aynı zamanda geniş bir mesire alanına sahip. Özellikle hafta sonları doğaseverlerin uğrak noktası olan bölgede piknik yapanlar, mağaranın mistik havasını keşfetme şansı da buluyor.
Bir Doğa Harikası Tanıtılmayı Bekliyor
Düden Mağarası, doğal yapısı, serin havası ve iki ili birbirine bağlayan konumuyla sadece bölge halkı için değil, doğa ve macera tutkunları için de büyük bir potansiyel taşıyor. Yetkililere çağrı yapan vatandaşlar, “Burayı ışıklandırın ve koruyun. Türkiye’nin yeni cazibe merkezi olabilir” diyerek bu eşsiz güzelliğin tanıtım beklediğini dile getiriyor.
